Lösev
26.04.2024 - Eskişehir'in Haberi , Şehrin Gündemi...
Cumhuriyet 100 Yaşında

Umut Rallas Yazdı: “Ge(n)ç Kalmadan”

Umut Rallas

Yazarın şu ana kadar yazılmış 14 makalesi bulunuyor.

34 yaşındaydı, Çanakkale’yi geçilecek boğaz yerine, geçilemeyecek “kale” yaptığında.

38 yaşındaydı, “coğrafya kaderdir” sözüne inat, “geldikleri gibi giderler” dediğinde.

39 yaşındaydı, savaş halinde bile millet iradesine olan güveniyle meclisi açtığında.

40 yaşındaydı, tüm dünyaya diz çöktürdüğü cephelerdeki ömrünün adına, mareşal dendiğinde.

42 yaşındaydı, tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ni kurduğunda.

Daha ilk cümle bitmeden kimden bahsettiğimi anladınız, biliyorum. Tüm dünyanın önünde saygıyla eğildiği, bizim ise nesiller boyu sürecek sonsuz sevgi ve saygımızın öznesi, Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk. .

Ne kolay değil mi! Sanki hiç hakkında idam fermanı çıkmamış, cephelerde ömrü geçmemiş, gazi olmamış gibi, değil mi! Rütbeleri alınsa bile, milletinin ve dostlarının gönlündeki rütbesiyle 4.000 yıllık Türk yurdunda, Türk’ün bağımsızlığına olan inancını bir gün olsun kaybetmemiş birisinden bahsediyorum. Kolay mı zannediyorsunuz siz, Fevzi Çakmak gibi bir koca komutana, “Emrinizdeyim paşam” dedirtmek. Anladık ve bitti mi zannediyorsunuz!

“Eğer bir gün, benim söylediklerim bilimle ters düşerse, bilimi tercih edin” diyen birinin, ideallerinin bitmesi mümkün mü? Anlayabilsek yetecek ama daha “biraz” seviyesine bile gelememiş olmanın hüznündeyiz. O yüzden, günden güne daha çok özlüyoruz.

İnanç, kararlılık ve azimle öyle büyük bir aydınlık bıraktı ki bize, 100 yıl geçse de yolumuz hala aydınlık. Sadece önümüzde bastonlu bir kalabalık.

Hayır, doğum tarihi nedeniyle baston kullananlardan değil, “fikirsel” bastonlulardan bahsediyorum. Kimden mi öğreniyoruz bu tanımları? Attığınız nutuklara kulak asmamayı bize öğreten, baş tacı ettiğimiz tek “nutuk”u yazandan. Aynı zamanda tarihi de yazandan.

Örneğin bir toplantıda Atatürk, “Gençlik nedir?” sorusunu sorar. Çeşitli cevaplar verildikten sonra, kendisi Türk gençliğinin tarifini şöyle yapar: “Benim anladığım gençlik, Türk İnkılâbının fikirlerini ve ideolojilerini benimseyip, gelecek nesillere aktarabilecek kimselerdir. Benim nazarımda yirmi yaşındaki bir yobaz ihtiyardır, yetmiş yaşındaki bir idealist de ter-ü taze bir gençtir. İşte benim anladığım Türk genci.

Boşuna emanet etmemişti en değerlisi cumhuriyeti, gençlere. Biliyordu “ak saçlılar”la “ak günler” gelmeyeceğini. Fiziksel değil, “zihinsel kır düşmüşler” den bahsediyorum.

Yaşına bakarak tecrübe tahlili yapanlara, hayattaki tecrübeyi yaşamaktan(vakit geçirmekten) ibaret zannedenlere, sen o tarihte kaç yaşındaydın, o günleri sanki gördün mü diyerek at gözlüğüyle hasbelkader bu yaşa nasıl geldiğini fark etmeyenlere inat, sesimiz de adımlarımız da gür olacak.

Gençlik konuşacak,

gençlik koşacak,

gençlik sorumluluk alacak,

gençlik icraatin içinde olacak. Size inat ama aynı zamanda sizin için de.

Bugün ağabey diyeceğimiz bile kimse kalmamışken evinde torun sevmesi gerekenler, çocuklarının geleceklerini kuru, yaş fark etmeksizin, sıcacık koltukları uğruna yakmışken bir de torunlarının geleceğini baltalıyor.

Gençlik sınırı bile 60 yaş olmuşken dedesine gelecek kurmaya çalışan torunlar olarak isyan ediyoruz. Dilinize dolayıp da kuyruğuna girdiğiniz gazı bize vermeye çalışmayın, o gaz bize işlemez. Çünkü, kuyruğuna girdiğimiz soğanın yaşını dökmemizin sebebi de sizsiniz.

Koltuksa derdiniz koltuk sizde kalsın. Arkanızda yer alan portredeki bir çift mavi gözün izinde, bizim oturacak bir saniyemiz yok zaten.

Yol açın da demiyoruz artık. Sizin yolunuzla bizimki zaten bir değil. Koyduğunuz engeller, koşumuza engel değil. Mayın misali döşediğiniz taşlar için ise biz zaten o taşın mühendisiyiz.

Dört işlemle batırdıklarınızı, yüzünüze çarptığımız için kızamazsınız; böldüğünüz milleti bir araya toplayınca çıkarlarınızın çıkar yolu kalmayacak.

Siz de “para-bol” olabilir ama bizim de limit x sonsuza giderken kurduğumuz denklemimiz var.

Fazla mı geldi bu kadar cebir size? Cebren zapt ettiğiniz gençlik için koca bir beceriksizlik kümesisiniz. Kesişim kümemiz boş sizlerle.  

Biz nasıl ki her bayram saygı gösteriyorsak size, bugün de bizim bayramımız.

Saygı da beklemiyoruz, sevmediğinizi de biliyoruz. Çekilin yoldan diyoruz. Yeter artık, yolumuzu ve ivmemizi kestiğiniz. Geç kalmadan, ge(n)ç kalmak istiyorsanız, geçin kenara. Aksi takdirde, ucuz söylemlerinizin vazgeçilmez cümlesini tekrarlar durursunuz: Hepsi gitti, geç kaldık, ge(n)çler kalmadı.

Çünkü biliyoruz ki, eğer çekilmezseniz o yoldan; arkadan vuran her zaman suçlu olsa da bu sefer bırakın suçluyu sekizde sekiz haklı olacak.

Artık kıvılcım olarak giden yaşlarda da değiliz; bir sıçrarsak ateş topu olarak yakar geçeriz.

Büyüklerimize saygımız her daim var, ancak Atamıza saygımız sonsuz. Atamızın izinde, bizlere bıraktığı emanetine sahip çıkmak adına söyleyemeyeceğimiz söz, atamayacağımız adım yok. Şahsi değil, milli ideallerimiz uğruna attığımız her adımda, sadece 19 Mayıslarda değil, her anda o’nu anacağız. Sevgimizin nişanı olacak, adımlarımızın izleri. .

Doğum tarihinden bağımsız, tüm “fikren” gençlerin bayramı kutlu olsun.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ
erotik shop malatya araç kiralama en iyi casino siteleri casino siteleri istanbul evden eve nakliyat evden eve nakliyat istanbul parça eşya taşıma eşya depolama istanbul