Milli Eğitim Tarikatların Vesayeti Altında

Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir İl Başkan Yardımcısı Batta Uyar Milli Eğitim Bakanlığı, tarikat ve cemaatler ile ilgili bir basın açıklaması yaptı.

Milli Eğitimin Tarikatların vesayeti altında olduğunu ifade eden İl Başkan Yardımcısı Uyar şunları söyledi;

”Türk Milli Eğitimi, Diyanet İşleri ile tarikat ve cemaatlerin vesayeti altındadır.
Devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, eğitimde çok başlılığı ortadan
kaldırmak için Tevhid-i Tedrisat yasasını çıkartmış ( 3 Mart 1924 ) medreseleri kaldırmış,
eğitim öğretimde birliği sağlamış, eğitim-öğretimi devletin kontrolü altına almıştır. Böylece
pozitif bilimlerin önünü açarak laik, bilimsel ve kurumsal eğitimin temellerini atmıştır.
“Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler ve müritler ülkesi olamaz” diyerek tekke
ve zaviyeleri kapatmıştır. (25 Kasım 1925) Türk Medeni Kanununu çıkartarak ( 17 Şubat
1926 ) kadın-erkek eşitliğini sağlamış, aile kurumunu yasal güvenceye kavuşturmuştur.
Anayasamızın 10 ve 24. Maddeleri de din ve vicdan özgürlüğünü net bir şekilde
tanımlamıştır. Bütün bu yasaların varlığına rağmen son zamanlarda laikliği ve laik eğitimi
aşındırma çabaları hız kazanmıştır. Son yıllarda laik ve bilimsel eğitimden uzaklaşılmış 12
Eylül darbecileri din derslerini zorunlu hale getirmiştir. Akp iktidarı 4x4x4 eğitim sistemiyle
zorunlu din dersleri eğitimi yetmiyormuş gibi onlarca dini konulu seçmeli dersleri
müfredatlara ekleyerek eğitimin dinselleşmesine yol açmıştır.

Devlet okullarında yeterince dini eğitim konuları ve alan öğretmenleri varken, dini
vakıf ve cemaatlerin değerler eğitimi adı altında devletin okullarına girmesini sağlamış, dini
vakıf ve dernek adı altında kamufle edilmiş, tarikatlarla protokoller yapılmış, bu vakıf ve
derneklerin meleleri kafalarındaki karanlık bilgilerle öğrencileri laik cumhuriyete karşı
zehirlemeye devam etmektedir. Din perdesine bürünmüş, saf ve temiz halkımızı aldatan bu
yapılar, ne yazık ki AKP iktidarı zamanında vakıf ve dernek adı altında yeniden güç
kazanmıştır. Tarikatlar hiçbir zaman sivil toplum kuruluşları değildir. Hukuken yasak ve
anayasamıza aykırıdır. Tarikatları suç kabul eden yasalar yürürlülükte olmasına rağmen vakıf
ve dernek adı altında yasadışı faaliyetlerine devam etmektedirler. Bu dernek ve vakıfların
büyük bir kısmı kılıfına uydurularak bazı devlet kuruluşları ve belediyelerce beslenmiştir.
Kamu yararına dernekler statüsüne sokularak, vergi muafiyeti ve izinsiz para toplama hakları
sağlanmıştır.

Türkiye de ana damar olarak 40 civarında tarikat ve 300 den fazla kolları vardır.
Bunlar laik cumhuriyetimizi tehdit etmektedir. Yapılan bir bilimsel araştırmaya göre,
ülkemizde 3 milyona yakın kişinin tarikatla bağlantısı vardır. Özel öğretim kurumlarının 3 de
1 i tarikatlarla bağlantılıdır. Tarikat okul ve yurtlarındaki öğrenci sayısı 250 bin civarındadır.
4 binin üzerindeki özel öğrenci yurdunun 2480 i bir tarikatla bağlantılıdır. Bu öğrenciler için
devletin tarikatlara ödediği para 898 milyon 800 TL dir.

Devlet denetiminden kopuk çoğu kaçak binalarda hizmet veren ne öğrettiği belli
olmayan bu yapılarda son zamanlarda taciz, tecavüz, çocuk evlilikleri gibi birçok utanç verici
olaylar mantar gibi patlamaya başlamıştır. İsmailağa cemaatine bağlı Hiranur vakfı
kurucusunun 6 yaşındaki çocuğu evlendirmesi, akıllara durgunluk vermiş, haklı olarak
toplumda infial yaratmıştır. Sorumlular en kısa zamanda hakettikleri cezaya çarptırılmalıdır.
Toplumu ayağa kaldıran bu gibi iffetsizliklerin daha fazla yaşanmaması için
tarikatların kapatılması, vakıf ve dernek adı altında yapılanan bu kurumlarla Milli
Eğitimin yapmış olduğu işbirliği protokolleri derhal iptal edilmelidir. Yurtlar
denetlenmelidir. Anayasamızın yasalarımızın sınırını çizdiği laik ve bilimsel eğitim, din ve
vicdan özgürlüğü ile medeni kanunumuzun hükümlerine mutlak suretle uyulmalıdır.”dedi.