Lösev
03.05.2024 - Eskişehir'in Haberi , Şehrin Gündemi...
Cumhuriyet 100 Yaşında

Hayvan Hakları İhlallerinin Tamamen Ortadan Kalktığı Bir 4 Ekim’i Görebilmek Ümidiyle

Hayvan Hakları İhlallerinin Tamamen Ortadan Kalktığı Bir 4 Ekim’i Görebilmek Ümidiyle

Eskişehir Barosu Hayvan Hakları Çalışma Komisyonu tarafından 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü dolayısıyla bir basın açıklaması yapıldı.

Eskişehir Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Pınar Cengiz tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi;

”1822 yılında İngiltere’de kurulan Hayvanları Koruma Birliği ile birlikte hayvan
dostlarımızın daha iyi şartlarda beslenmesi ve korunması amaçlanmış, insanların hayvanlara
iyi davranmalarını sağlamak ve onları korumak için ülkemizde de 1908 yılında Hayvanları
Koruma Derneği kurulmuştur. Aynı amaç altında oluşturulan dernekler daha sonra birleşerek
Lahey’de Dünya Hayvanları Koruma Federasyonu adı altında bir araya gelmişler ve bu
kuruluş dünya genelinde yok olma tehdidi altında bulunan hayvan türlerine dikkat çekmek
amacıyla 4 Ekim tarihini Hayvanları Koruma Günü ilan etmiştir. Hayvanların yaşama hakkına
saygı duymak, onların yaşam alanlarını engellememek ve evrende insanlardan başka
canlıların da yaşadığının farkında olmak amaçlanarak, her yıl 4 Ekim dünya çapında
Hayvanları Koruma günü olarak kutlanmaktadır.

Ne yazık ki geçen yıllar içerisinde 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü’nü kutlamaktan
çok uzak bir noktadayız. Denetimden uzak, işkence yerleri haline gelen mezbahalar, sözde
kanuna göre; Hayvanların sahiplendirilinceye veya alındığı ortama geri bırakılıncaya kadar
rehabilite edildiği ve bu süre içerisinde geçici olarak kaldığı tesis olan maalesef hayvanların
zülme uğradığı, yakın bir tarihte küreklerle hayvanların çalışanlar tarafından katledildiği,
bakımsızlıktan ölüme terk edildiği geçici sığınma evleri, barınaklar, moda için yapılan kürk
cinayetleri, deri üretim tesisleri, denetlenmeyen, yasadışı üretim yapan petshop ve bunlarla
bağlantılı üretim yerleri, deney adı altında hayvanların denek olarak kullanıldıkları deney
laboratuvarları, faytonlar, topluma hayvan sevgisini kazandırmak adı altında çelişik bir
zihniyetle doğal ortamlarından alınarak demir kafesler içerisinde hayvanların sergilendiği
hayvanat bahçeleri, cinayet ve kanla yapılan bir spor olan avcılık, yasadışı hayvan dövüşleri ,
doğaları gereği yapamadıkları hareketleri yapmaları için eğitmenleri tarafından işkenceye
varan yöntemlere maruz kalan sirk hayvanları, yunus parkları, akvaryumlar, hayvan ithalatı ve
taşımacılığı gibi sektör ve yerlerde hayvanlar rutin bir şekilde zülüm görürken, her gün sokak
hayvanlarının zehirlenerek katledildiği, tecavüze ve işkenceye maruz kaldığı haberleri ile
karşılaşırken Dünya Hayvanları Koruma Günü’nü kutlayabilmemiz zaten mümkün değildir.
Ülkemizde ve dünyada vicdanla ve insanlıkla bağdaşmayan ve artarak devam eden
hayvan hakkı ihlalleri karşısında sahipli-sahipsiz hayvan ayrımı yapılmaksızın her ihlali daha
ağır yaptırımlara bağlayan etkili bir kanuna ihtiyaç bulunmaktadır. Mevcut yasal
düzenlemeler beklenen sonucu almaktan çok uzaktır. Öncelikle 5199 sayılı Hayvanları
Koruma Kanunu’nun değiştirilerek, hayvanlara karşı işlenen suçların canlılara karşı işlenmiş
suçlar olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Bunun için 5199 sayılı Hayvanları Koruma
Kanunu yerine, hayvanların yaşama hakkını temel alan bir “Hayvan Hakları Yasası”
çıkarılmalıdır. Yasalar tüm hayvanları esas alacak şekilde düzenlenmeli, hayvana karşı şiddet
karşısında göstermelik değil, caydırıcı ve yaptırım gücü yüksek cezalar öngörülmeli,
muhakeme şartı kaldırılarak bu suçlar re’sen soruşturulmalıdır.

Bakım evleri hayvanların hapis edildiği bir yer olmamalı, hayvanlar kısırlaştırılıp
aşılandıktan sonra yaşam alanlarına geri bırakılmalıdır. Gerek ilgili Bakanlık gerekse
belediyeler hayvanlara karşı tüm yükümlülüklerini yerine getirmeli, sıkı bir şekilde
denetlemeli, görevlerini ihmal eden kamu çalışanları cezalandırılmalıdır.  Hayvan deneyleri,
avcılık, at yarışları, gelenek adı altında meşrulaştırılan tüm hayvan dövüşleri istisnasız
yasaklanmalı ve ağır yaptırımlarla cezalandırılmalıdır. Yasak ırk diye tabir edilen hayvanlar
aşılanıp kısırlaştırıldıktan sonra yuvalandırılmalıdır, hayvanlar üzerinde deney yapılması ile
ilgili bir kanuni düzenleme yapılması da zorunludur ve en önemlisi belki de en zoru dünyada yalnız olmadığımız gerçeğinin farkında olmayan insan canlısının hayvan hakları ve
hayvanlarla birlikte yaşamak konusunda bilinçlendirilmesinin zorunlu olmasıdır.
Eskişehir Barosu Hayvan Hakları Komisyonu olarak; bizler gibi hissedebilen canlılar
oldukları halde kendilerini savunacak durumda olmadıkları için her türlü şiddetin ve
sömürünün en ağır biçimine maruz kalan hayvan dostlarımızın uğradığı hak ihlallerinin
karşısında olduğumuzu, her zaman olacağımızı ve mücadele edeceğimizi bir kez daha
yineliyoruz.

Yaşamımızın bir parçası olan hayvan dostlarımızla beraber uyum içinde yaşadığımız,
hayvan hakları ihlallerinin tamamen ortadan kalktığı bir 4 Ekim’i görebilmek ümidiyle”

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ