Lösev
21.05.2024 - Eskişehir'in Haberi , Şehrin Gündemi...
Cumhuriyet 100 Yaşında

Kılıçdaroğlu: Hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek, her anne baba çocuğunu özgüvenle okula gönderecek…

Kılıçdaroğlu: Hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek, her anne baba çocuğunu özgüvenle okula gönderecek…

Kılıçdaroğlu: Hiç bir çocuk yatağa aç girmeyecek, her anne baba çocuğunu özgüvenle okula gönderecek…

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu TBMM Genel Kurulu’nda 23 Nisan özel oturumunda konuştu.

Genel Başkan Kılıçdaroğlu yaptığı konuşmada; “Hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek, her anne baba çocuğunu özgüvenle okula gönderecek” dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu konuşmasında;

” Sayın Başkan, değerli milletvekilleri,televizyonları başında bizi izleyen saygıdeğer vatandaşlarım,

Geleceğimiz, umudumuz olan sevgili çocuklar, sevgili gençler

Cumhuriyet Halk Partisi adına, Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışının 101. yılını ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınızı kutluyorum.

Sayın Başkan, Meclisimizin değerli üyeleri;

Geçtiğimiz yıl Türkiye Büyük Millet Meclisimizin kuruluşunun 100. yılını kutladık.

Geçen yıl bu kürsüde yaptığım konuşmada, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün hangi koşullarda, İstanbul’dan ayrılarak Milli Mücadeleyi başlatmak amacıyla Anadolu’ya geçtiğini sizlerle paylaşmıştım.

Atatürk, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 24 Nisan 1920 tarihli oturumunda bu büyük yolculuğun başlangıcını şu cümlelerle anlatıyor:

“Millî vicdanın büyük iradesine bağlı olarak, milleti bağımsız ve vatanımızı düşmanlardan arınmış görünceye kadar çalışmak andıyla 16 Mayıs 1919 günü İstanbul’dan ayrıldım, Samsun’da işe başladım.”

Atatürk’ün “Milli vicdan” deyimi, TBMM’nin bizzat yürüttüğü Milli Mücadele’nin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesini özetleyen bir deyimdir.

Mustafa Kemal’e göre Milletin egemenliğinden güç alan bir iradenin, üstesinden gelemeyeceği hiç bir sorun yoktur.

Tek bir insanın iradesi yerine, milli vicdanın büyük iradesini, yani milletin hâkimiyetini tesis etmek, ülkemizin bugün içinden geçtiği sorunları çözebilmemizin de tek reçetesidir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri…

Bu büyük meclis 101 yıl önce bir Cuma günü açılığında önüne koyduğu en önemli hedef düşmanı en kısa sürede Anadolu’dan söküp atmaktı.

Ancak Mustafa Kemal ve arkadaşlarının, düşmanın Anadolu’dan atılması kadar önemli gördükleri bir diğer temel konu, kurtuluş mücadelesinin hukuki dayanağını oluşturmaktı.

Bu nedenledir ki öncelikle devletin omurgasını belirleyen bir anayasa hazırlanmış ve TBMM’de kabul edilmiştir.

20 Ocak 1921 tarihli Teşkilatı Esasiye Kanunu, bu anlayış ve sorumlulukla hazırlanmış, 29 Ekim 1923’de kurulacak olan Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk anayasası olmuştur.

Bir kişinin değil, milletin iradesi esas alındığından Teşkilatı Esasiye Kanunu’nun birinci maddesi “Hâkimiyet, bilakaydüşart milletindir” şeklinde düzenlenmiştir. Bu düzenleme daha sonraki anayasalarda da yer almıştır.

Dolayısıyla Milli Kurtuluş Savaşı Mücadelemiz, sadece askeri bir mücadele değildir.

Milli Kurtuluş Savaşımız ve sonrası aynı zamanda bir anayasal demokrasi mücadelesidir. Bu mücadele hala devam etmektedir.

Evet, bugün yürürlükte olan anayasamızda da “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” diyor…

Ve yine Anayasamız; “egemenliğin kullanılması hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz” diyor…

Aynı madde “Türk Milleti egemenliğini (…) yetkili organları eliyle kullanır” diyor… Sizlerin de çok iyi bildiği gibi bu organlar yasama, yürütme ve yargı organlarıdır…

Sayın Başkan Değerli Milletvekilleri,

Bu meclis, milli kurtuluş savaşını yönettiği için “gazi meclis” unvanını alan bir meclistir. Özellikle de bu nedenle;

  • Bu meclisin, kendi yetkileri konusunda titiz davranması yetkilerinin gaspına sessiz kalmaması gerekir.
  • Bu meclisin hiçbir vesayeti, hiçbir gölgeyi üzerinde hissetmemesi gerekir…
  • Bu meclisin, kendi özgür iradesiyle çıkardığı yasalara yürütme organının uyup uymadığını denetlemesi gerekir.
  • Bu meclisin, halktan toplanan vergilerin, yapılan borçlanmaların ve özelleştirme gelirlerinin nerelere nasıl harcandığını bilmesi ve denetlemesi gerekir.
  • Bu meclisin, yolsuzluklar konusunda çok duyarlı olması ve tüyü bitmemiş yetimin hakkını sonuna kadar kararlılıkla ve inançla savunması gerekir.
  • Bu meclisin, milli kurtuluş savaşı sürecinde bile ülkenin kanun hükmünde kararnamelerle yönetilmesine izin vermediğini bilmesi gerekir.
  • Bu meclisin, Türkiye’nin temel sorunlarını yeri geldiğinde masaya yatıran ve çözümler üreten bir sorumluluğunun olduğunu bilmesi gerekir.
  • Bu meclisin insan hakları ihlalleri karşısında insandan yana en onurlu tavrı takınması ve insan hakları ihlallerine izin vermemesi gerekir.
  • Bu meclisin devlette aşama aşama yok edilen liyakat sisteminin neden yok edildiğini ve bunun topluma yüklediği maliyetleri araştırması gerekir.
  • Bu meclisin anayasada yer alan “basın hürdür sansür edilemez”  ilkesini yürütme organının niçin ve nasıl ihlal edildiğini, sorgulaması gerekir.
  • Bu meclisin sayıları 10 milyonu aşan işsizler ordusunun yaşadığı sorunları ve nedenlerini araştırması ve sorgulaması gerekir.
  • Bu meclisin, bugün, 21. yüzyılın Türkiye’sinde 2 milyon 538.000 öğrencinin neden EBA’ya erişemediğini araştırması gerekir.
  • Bu meclisin kamu özel işbirliği ile yapılan döviz garantili yatırımların maliyetini ve verilen garantilerin çocuklarımıza getirdiği yükleri bilmesi gerekir.
  • Bu meclisin, tek kişilik hükümetin kendi vatandaşlarından, kendi ülkesinde niçin dövizle borçlandığını sorgulaması gerekir.
  • Bu meclisin Merkez Bankasındaki 128 milyar doların hangi bankalarda, kimlere, hangi kur üzerinden satıldığını bilmesi gerekir.
  • Bu meclisin Mersin Akkuyu’da yapılan atom santralinin sanayiciye dünyanın en pahalı elektriğini niçin satacağını, bu pahalı alım  garantisinin yabancılara niçin verildiğini bilmesi gerekir.
  • Bu meclisin devletin en büyük inşaatlarının (yol, köprü, havaalanı gibi) adil bir ihale yapılmayıp, neden sadece 5 firmaya üstelik döviz garantili verildiğini ve bunun hangi ahlaki temellere dayandırıldığını bilmesi gerekir.
  • Bu meclisin kamu kuruluşlarının ve kamu bankalarının neden sadece bazı gazete ve televizyonlara ilan ve reklam verdiğini ve ahlaki olmayan bu davranışın nedenlerini araştırması gerekir.
  • Bu meclisin, yürütme organının yargı üzerindeki tahakkümüne izin vermemesi gerekir.
  • Bu meclisin, Anayasa Mahkemesine hülle ile yargıç atanmasına karşı çıkması gerekir…
  • Bu meclisin gencecik çocuklarımızın neden geleceklerini yurt dışında aradıklarını araştırması gerekir.
  • Bu meclisin Cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandırmak gibi temel bir görevinin olduğunu unutmaması gerekir.

Ekranlarından bizleri izleyen sevgili vatandaşlarım…

Bu meclise tarih önünde saygınlık kazandıracak olan bu söylediklerimin yapılmasıdır. Bunları yapacak, sorgulayacak olan bir meclis, halka güven veren meclistir.

Biz böyle bir meclis istiyoruz…

Biz Hukuk sistemimizin askeri ve sivil darbe hukukundan arındırılmasını istiyoruz… Bu görev Gazi Meclisindir.

Biz hak istiyoruz, hukuk istiyoruz, adalet istiyoruz…

Biz milletin vekillerini milletin seçmesini istiyoruz…

Biz hangi görüşten, inançtan, kimlikten olursa olsun bütün vatandaşlarımızla huzur içinde yaşamak istiyoruz…

Sevgili gençler, sevgili çocuklar…

Kimse umutsuzluğa kapılmasın…

Allahın izniyle bunların tamamını yapacağız.

Bu güzel ülkede huzuru ve mutluluğu sağlayacağız…

Hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek, her anne baba çocuğunu özgüvenle okula gönderecek…

Gençlerimiz geleceklerini yurt dışında değil, kendi ülkelerinde alın teri dökerek, kazanacak ve yaşayacaklar…”

 

 

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ
kernekotokiralama.com papyonshop.com restbetgiris.co betpastakip.com restbet.com betpas.com restbettakip.com canlı casino siteleri casino siteleri deneme bonusu veren siteler