Keyfi Yasaklara, Baskılara Karşı Yaşam Tarzımızı, Haklarımızı Savunuyoruz.

Emek Partisi Eskişehir İl Başkanı Heval Yıldız Karasu Eskişehir gündemleri ile ilgili bir basın açıklaması yaptı.

İl Başkanı Karasu yaptığı açıklamada: “Keyfi yasaklara, baskılara ve gericiliğe karşı yaşam tarzımızı, haklarımızı, hayatlarımızı ve demokrasiyi savunuyoruz!” dedi.

Karasu yaptığı açıklamada;

“Şehrimiz son günlerde sık sık gerici baskılarla gündeme geliyor. Keyfi olarak festivallerin yasaklanması için tüm eylem ve etkinliklerin yasaklanmasıyla başlayan süreç, LGBTİ+’ların yaşam haklarına saldıran, nefret suçu işleyen broşürlerin dağıtılmasıyla devam etti. Son olarak ise geçtiğimiz günlerde Eskişehir Valiliğinin sorumluluğundaki Dede Korkut Parkı’nda yoga yapan kadınlar güvenlik güçlerince engellendi. Kamuoyunda konunun gündem olması üzerine ise Eskişehir Valiliği Türk Dünya Vakfı’nın açıklamasını paylaştı. Parkta toplu bir şekilde spor yapılabilmesi için izin alınması gerektiği belirtildi.

Sadece Eskişehir’de değil tüm ülkede her gün yeni keyfi yasaklar geliyor. Konserden, festivale, etkinlikten, kapalı salon toplantılarına, parti toplantılarına varıncaya kadar geniş bir yelpazede yasaklamalar getirilirken, pek çok ilde sanatçıların konserleri yasaklanıyor. Kürtçe müzik yapan sanatçıların, muhalif Karadenizli sanatçıların konserleri ardı ardına iptal ediliyor. Kadın sanatçılar giyimleriyle gerici tarikatlarca hedef haline getirilip konserleri engelleniyor. Tıpkı Pandemi döneminde kendi kongreleri dışında her türlü bir araya gelmeyi engelledikleri gibi AKP iktidarı, bugün de “canının istemediğini” yasaklıyor. Artık gerici yasaları eğip bükmek dahi iktidarın ihtiyacını karşılamaya, toplumsal muhalefeti dizayn etmeye yetmiyor. Ne sebeple olursa olsun yan yana gelmeyi engellemek adına devlet, kendi koyduğu yasalara uymuyor, uyamıyor.

Bütün bu yasaklamalar yaratılmak istenen ve tüm ülkeye dizayn edilmek istenen yaşama biçimi ile ilgili. Tek adam iktidarı ülke halkının dinleyeceği müziğe de, izleyeceği filme de müdahale ederken bu durum hukuk tanımazlığın ve keyfiliğin somut örnekleri haline geliyor. Son derece açıktır ki hukukun hiç işlemediği, rafa kaldırıldığı, kararların tamamen keyfi verildiği ve yasaklamaların esas haline getirilmek istendiği bir dönemden geçiyoruz. Valilik ve kaymakamlıkların keyiflerince aldığı bu kararlar tek adam iktidarının ülkeyi yönetme biçiminin yansıması. Devletin her kademesinde, sırtını iktidara yaslayan her görevli, bulunduğu yerin tek adamı olarak bir gecede kararlar verebilecek kudrette görüyor kendisini. Bu şekilde konserler iptal ediliyor, etkinlik programları değiştiriliyor. Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin, açık ve kapalı salon toplantılarının iller genelinde yasaklandığına ilişkin duyurulan Valilik kararları en temel ve hak ve özgürlüklerin askıya alınması demek. Mevcut yasaların tamamına, Anayasaya aykırı, evrensel tüm norm ve kuralları hiçe sayan bu uygulamalar demokrasi, hukuk devleti namına ülkede bir şey bırakılmadığını açıkça gösteriyor.

Siyasi iktidar işi öyle bir noktaya getirmiştir ki istediği düzenlemeyi istediği hale getirerek hukuku tamamen rafa kaldırmıştır. Bu durum ülkede yaşayan hiç kimsenin hiçbir yasal güvenceye ve korumaya sahip olmadığı anlamına gelmektedir. Her konu iktidarın istediği biçimde eğilip bükülmekte ve kılıfına uydurulmaktadır. Bu son derece endişe verici durum tek adam rejiminin faşizmi adım adım inşa ettiğini göstermektedir. Kaldı ki uzunca bir zamandır yargı, muhalifleri cezalandırmak için kullanılmakta, suç yaratarak, delil olmaksızın cezalar verilmekte, cezaevleri politik nedenlerle tutuklu olanlarla doldurulmaktadır. Yargının talimatla çalışıyor olması tüm ülkenin gözünün önünde yaşanmakta olup, bu durum hukuk güvenliğinin kimse için olmadığı ciddi tehlikeleri barındırmaktadır.

Ülkedeki mevcut hukuk kırıntıları yok edilerek tek adam rejimi kalıcı hale getirilerek, faşizm adım adım inşa edilmeye çalışılmaktadır. Tüm bu yaşananlara dair toplam sözü, sesi, mücadeleyi inşa etmenin ne kadar önemli olduğu ise ifade etmeye bile gerek olmayan bir gerçektir. Tüm bu nedenlerle keyfiliğin iktidarının kurulmaya çalışıldığı ülkemizde, en geniş halk kesimlerinin özgürlükler, demokrasi ve hukuk mücadelesinin parçası olması hayati bir öneme sahiptir. Emek ve demokrasi güçlerine düşen bu toplam mücadeleyi örmek için birlikte hareket etmektir. Partimiz dün olduğu gibi bugün de demokrasi mücadelesini sürdürecektir.”