Hep Birlikte Emeğin Türkiye’sini Kuracağız!

DİSK Eskişehir Bölge Temsilciliğine seçilen Zeynep Kaya yaklaşan 1 Mayıs ve seçimlerle ilgili olarak bir basın toplantısı düzenledi.

Basın Toplantısına DİSK’e bağlı sendikalar; Birleşik Metal İş Sendikası Başkanı Recai Büyükbeyhan, Genel İş Sendikası Coşkun Sakçı, Nakliyat İş Sendikası Ali Özçelik, Emekli Sen Suat Başaraner ve Tekstil İş Sendikası Dilek Yüksel katılım sağladı. DİSK Bölge Temsilcisi Kaya yaptığı açıklamada; ”Zor günlerden geçiyoruz. Onbinlerce insanımızı kaybettiğimiz depremin acısı hala taze. Evet, ülkemiz enkaz altında. Parayı insandan önemli gören neoliberal politikaların, kuralsız bir rant düzeninin nasıl felaketler yarattığını çok acı bir tecrübeyle bir kez daha gördük. Ülkemiz çok zor günler yaşıyor. Hayat pahalılığı dayanılmaz boyutlara ulaştı. Her geçen gün daha fazla yoksullaşıyoruz. Ücretlerimiz geriliyor. Geçim derdi içindeyiz. Buna karşı iktidarın uyguladığı ekonomi politikaları ise krizin tüm yükünü biz işçilerin omuzlarına bırakıyor. Çünkü işçileri değil sermaye sınıfını kollayan, onların karlılığını ve desteğini güvence altına alan politikalar uygulanıyor. İhracat rekorları kırılıyor. Şirketler karlarından tek kuruş kaybetmiyor. Biz işçiler ise ezilmeye, zorluk çekmeye, ayın başı nasıl gelecek diye dertlenmeye devam ediyoruz.

Göçmen işçilik yaygınlaşıyor. Sigortasız, güvencesiz işçi çalıştırma her yerde karşımıza çıkıyor. Kadın işçiler işyerinde ayrımcılığa uğruyor, şiddete-mobbinge maruz kalıyor. Örgütlenmenin önündeki engeller sürüyor. Sendikalaşma Kaf Dağı’nın ardında, işçilerin neredeyse ulaşması imkânsız hale getirilmiş bir hak olarak duruyor. Her bir sendikalaşma mücadelesi, büyük bedellerle gerçekleşiyor. Grev hak olmaktan çıkarılıyor. Grev uygulamaları, hükümetin yasaklamalarıyla engelleniyor. Taşeron işçiler kadrosuz çalışıyor.

Kısacası, kadını-erkeği, göçmeni-yerlisi, ustası-çırağı, bir bütün olarak işçi sınıfı bu ülkenin ikinci sınıf yurttaşı muamelesi görüyor. Bu ülkeyi, bu halkı enkaz altında bıraktılar. Sermaye egemenliğinin yarattığı yıkımın boyutları çok acı bir biçimde deprem felaketiyle görüldü. Rant için yapılan dönüşümlerin, sosyal devletin yıkımının ağır sonuçlarını gördük. Liyakatsizliğin ve neoliberal politikaların çürüttüğü kurumların arama kurtarmadaki yetersizliklerine, şirket gibi yönetilen asırlık kurumların deprem günlerinde çadır sattığına tanık olduk.

Bugün, 1 Mayıs arifesinde biz işçiler olarak, işte tam olarak bu şartlar altındayız. Ancak bizler biliyoruz ki iktidarların ve patronların işçi sınıfına reva gördüğü bu muamele, kalıcı olmayacak. Bıçak kemiğe dayanmış durumda. Bu düzen böyle sürmeyecek. Evet bugün  “Cumhuriyet’in ikinci yüzyılının eşiğinde ülkemiz için bir karar anındayız.” 14 Mayıs 2023’te yapılacak genel seçimlerde, tek adam düzenini değiştirme iradesini güçlü bir biçimde ortaya koyacağız.

Başkanlık düzeni işçiler için yoksulluk getirmiş, hayat pahalılığı getirmiş, halkımıza sefaleti reva görmüş, bir avuç azınlığı yağmayla, talanla, rantla, yolsuzlukla zengin etmiştir. Tek adam rejimi, sermayenin emekçi halkımıza pervasızca saldırıları karşısında her zaman sermayeden yana olarak tarafını belirlemiştir. 14 Mayıs seçimlerinde vereceğimiz karar bizim için esas olarak işçilere zararlı olan, adaleti ve demokrasiyi ağır biçimde tahrip eden, milyonları enkaz altında bırakan otoriter başkanlık sistemini değiştirmek için bölünmeden, parçalanmadan birlik olacağımız bir sandıktır. Hep birlikte bu düzenin enkazını kaldıracağız, emeğin Türkiye’sini kuracağız!

1 Mayıs’ı tüm Türkiye’de olduğu gibi Eskişehir’de kutlarken bu kararlılıkta olduğumuzun
bilinmesini istiyoruz. Eskişehir’deki yüzbinlerce emekçinin ayağa kalkması için sendikalar olarak mücadelemizi sürdürüyoruz. Bu ülke büyüyor, zengin daha zengin oluyor, sermaye sınıfı hep kazanıyorsa, işçilerin aç karnına yatmasına izin vermeyeceğiz. Çözüm örgütlenmektir. Boyun eğmeyeceğiz. İşçiler olarak ezilmeye tahammül etmeyeceğiz. Yaşasın eşitlik, özgürlük ve sınıfsız sömürüsüz bir dünya.”