Hacı Bektaş Veli Kütahya’da anıldı

Hacı Bektaş Veli Kütahya’da anıldı

Kütahya Dumlupınar Üniversitesi ve Kütahyalı İşadamı Ali Aker’in ortaklaşa organizasyonunda Kütahya’da Hacı Bektaş Veli’yi anma etkinliği gerçekleştirildi. Gerçekleştirilen program 2021 yılının UNESCO tarafından Hacı Bektaş yılı ilan edilmesiyle ilgili ilk ve tek program niteliğini kazandı.

Kütahya DPÜ Fen Edebiyat Fakültesi Germiyanoğlu Yakup Bey Konferans Salonu’nda düzenlenen etkinliğe Kütahya Vali Yardımcısı Mustafa Güney, CHP Kütahya milletvekili Ali Fazıl Kasap, Kütahya Belediye Başkanı Prof. Dr. Âlim Işık, DPÜ Rektörü Prof. Dr. Kâzım Uysal, Rektör yardımcıları Prof. Dr. Muammer Gavas, Prof. Dr. Hasan Göçmez ve Prof. Dr. Atilla Batur, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Rahmi Kasımoğulları, İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Çelik, Alevi-Bektaşi Kanaat Önderleri Ali Güven ve Ali Aker, akademik ve idari personel, Sivil Toplum Kuruluşu ve siyasi parti temsilcileri ve davetliler katıldı.

TARİHİ BELGELER ÜNİVERSİTEYE HEDİYE EDİLDİ

Kütahyalı Alevi-Bektaşi Kanaat önderi ve işadamı Ali Aker’in destekleriyle Kütahya bölgesindeki Hacı Bektaş Düşüncesini anlatan 137 adet belge, Vakıflar Genel Müdürlüğü arşivindeki orijinal suretleri ve günümüz Türkçesine çevrilmiş halleri Dumlupınar Üniversitesi’nde sergilendi. Protokolün yakından incelediği tarihi belgeler, program sonunda Ali Aker tarafından Dumlupınar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kazım Uysal’a hediye edildi. Alevi-Bektaşi Kanaat önderi Ali Güven Dede’nin okuduğu Birlik Duası ile başlayan program, protokol konuşmaları ile devam etti.

ANADOLU 13.YÜZYILDA TANIŞTI

Türkiye’de bir ilki gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadıklarını söyleyen Kütahyalı Alevi-Bektaşi Kanaat önderi Ali Aker, Alevi ve Bektaşi geleneğinin Anadolu’ya yayılışı ve bugünkü durumundan söz etti. Aker konuşmasında:”Alevi-Bektaşi düşünce sisteminin, Anadolu coğrafyasındaki yegane önderi olan Hacı Bektaş Veli, Pir, Serçeşme ve Hünkar sıfatlarıyla anılmakta ve Anadolu toprağında millet olarak varlığımızın en önemli tarihi mimarlarının başında gelmektedir. Alevi-Bektaşi düşüncesi, 13. yüzyılda Hacı Bektaş Veli’nin Horasan’dan Hoca Ahmed Yesevi Dergahı’ndan Anadolu’ya: “Bektaş seni Urum’a saldık. Git ve orayı irşat et ve iskan eyle” telkiniyle gönderilmesi üzerine Anadolu’da temellenmeye başlamıştır. Hacı Bektaş Veli, bu stratejik ve tarihsel misyonla binlerce kilometrelik yolu aşıp önce Meşhed, Bağdat, Basra, Mekke, Medine, Kudüs, Şam ve Halep’e gitmiş ve ardından on iki yıllık bir yolculuğun sonrasında Anadolu’ya gelmiştir. Hacı Bektaş Veli Anadolu’da önce Tunceli bölgesine yerleşmiş ve bir süre orada kalmış, Erzincan, Sivas ve Kayseri’de kısa süreli konaklamaların ardından bugün adıyla anılan ilçedeki o tarihte Sulucakarahöyük adlı bir köy-dergahını kurarak Alevi-Bektaşi düşün-inanç sistemini Anadolu’ya yaymıştır.”dedi.

OCAKLAR ALEVİ İNANCININ OKULU OLDU

Aker sözlerinin devamında:”Alevi-Bektaşi öğretisi, Anadolu’nun farklı bölgelerinde dervişler tarafından kurulan inanç-dede ocakları aracılığı ile organize olmuş ve bu ocaklar tarih boyunca Alevi inancının aynı zamanda birer okulu olmuştur. Alevi-Bektaşi öğretisi, hiçbir etnik ve alt kimlik tanımlamasını merkeze almayarak geleneğin diliyle “yetmiş iki millete bir nazarla bakarak” evrensel bir insanlık ideali geliştirmiştir. Bugün bu güzel etkinliği gerçekleştirdiğimiz Kütahya ili ve Dumlupınar-Allıören köyü de dahil Doğu Ege bölgesi 13. yüzyıldan itibaren Alevi-Bektaşi inancının temsil edilmeye başladığı bir coğrafyadır. Yüzyıllar ötesinden günümüze Eskişehir, Kütahya, Afyonkarahisar, Uşak, Isparta, Burdur, Denizli yörelerinde erenlerin yolu; dervişlerle, ocak ve tekkelerle yaşatılmıştır. Kütahya bölgesinde ise Hüseyin Gazi, Pir Ahmet Efendi, Sarı İsmail, Şeyh Çakır, Seyyid Ali Sultan ocak ve tekkeleri Hacı Bektaş Veli yolunu temsil eden tarihi okullar olmuştur.  Bu bağlamda organizasyonun en önemli stratejik noktası, Alevi ve Sünni inançlı toplulukların kökenlerinin ortak noktalarına gönderme yaparak bir arada yaşama ve birlik-beraberlik düşüncesine yönelik mesajları içermesidir. Horasan kökenli dervişler ve onlar tarafından kurulan, her biri birer insanlık erdem ve değerlerinin okulu olan inanç-dede ocakları; Anadolu’da yüzlerce yıl bir olmayı, diri olmayı ve iri olmayı insanlarımıza telkin etmiştir.”dedi.

UYSAL: İNSANLARI AYRIŞTIRMAK YARADILIŞA AYKIRIDIR

DPÜ’deki etkinlikte bir selamlama konuşmasını gerçekleştiren Rektör Prof. Dr. Kâzım Uysal, bu etkinliğin Kütahya Dumlupınar Üniversitesinde düzenlenmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi ve Hacı Bektaş Veli’yi andıktan sonra şunları söyledi: “Bizim muhatap olduğumuz insanlar Anadolu insanları. Sünnisi, Şiisi, Anadolu’da bin bir renk var. Horasan erenleri, Hacı Bektaş Veli bu uslübu benimsediği için Anadolu Türkleşmiş, Anadolu savaşmadan İslamlaşmıştır. İnsanları ötekileştirmekle, gruplara ayırmakla bir kere yaratılışa aykırı hareket ediyoruz demektir. Dünyada milyarlarca insan var. Her birinde ayrı bir damga ve mühür var. Hiçbir insan diğer bir insanla aynı değildir. Parmak izlerimiz, dokularımız, seslerimiz farklı. Allah ferttir. Onu göstermek için de her varlığa ayrı bir damga koymuştur. Bu bir yaratılış gerçeği iken biz nasıl olur da insanlardan bizim gibi düşünmesini bekleyebiliriz. İslamiyet bu coğrafyada kalplerde taht kurmuştur. Bu da Horasan erenlerinin kullandığı metod sayesindedir. Dünya üzerinde zulüm üzerine kurulan hiçbir medeniyet devam etmemiştir. Hiç Allah ayrım yapıyor mu? Sen inanıyorsun sen inanmıyorsun. Sen beni seviyorsun sen beni sevmiyorsun. Böyle bir ayrım yok değil mi ? Allah’ın ayrım yapmadığı bir dünyada biz insanları neden ayırıyoruz. Elimizden gelse su içirmeyeceğiz ekmek yedirmeyeceğiz. O zaman sıkıntı bizde. Horasan erenleri kardeşliği, birlik beraberliği bu topraklara adeta tohum gibi ekmiştir. Medeniyetin beşiği olan Anadolu baharda açan birbirinden farklı çiçeklerdir. Anadolu dünyanın merkezidir köprüsüdür. Doğuyu batıya, kuzeyi güneye bağlayan tam bir köprüdür.”

GÜNEY: HERKES KANUN ÖNÜNDE EŞİTTİR

Kütahya Vali Yardımcısı Mustafa Güney, katılımcılara hitap ettiği konuşmasında şunları söyledi:”Hacı Bektaş Veli’nin ifade ettiği düşünceler günümüzde insan hakları olarak tanımlanan kavramlarda kendini göstermektedir. Örneğin din, dil, ırk, mezhep gözetmeksizin herkes kanun önünde eşittir. Bunu sağlayabilen devletler de gelişmiş devletlerdir. Mültecilerde gördüğümüz gibi bütün dünyayı bıraksak Orta Avrupa’ya yığılacak. Neden? Çünkü insanlar orada bu temel ilkeleri uygulayabilmişler. Bizim vatandaş olarak yapmamız gereken bunu sağlamaktır. Etkinliği düzenlediği için üniversitemize ve rektör hocamıza, katılan herkese çok teşekkür ediyorum.”

HORASAN ERENLERİ ANLATILDI

Protokol konuşmalarının ardından Aşık Abdullah Aksevi, bağlamasıyla beraber katılımcılara deyişler okudu. Etkinliğin Horasan Erenleri Düşünce – İnanç Geleneği ve Hacı Bektaş Veli başlıklı ve Prof. Dr. Kâzım Uysal’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen panel bölümünde Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Alparslan Demir, Ordu Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Sadullah Görkem, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Medine Sivri ve Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Muvaffak Eflatun, Horasan erenlerinin inancını benimseyenler ve Hacı Bektaş Veli hakkında katılımcıları bilgilendirdi. Etkinlik semah gösterisinin ardından ödül töreni ile sona erdi.