Eşit Yurttaşlık Hakkımızdan Vazgeçmiyoruz!

Eskişehir Kadın Dayanışma Platformu tarafından 8 Mart Dünya Kadınlar günü dolayısıyla Ulus Anıtı meydanında bir basın açıklaması yapıldı.

Platform adına Ceren Nazlım Öztürk tarafından okunan açıklamada;

“Bugün burada Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, Tepebaşı Belediyesi, Odunpazarı Belediyesi, Eskişehir Kent Konseyi, Tepebaşı Sağlıklı Kentler, Odunpazarı Kent Konseyi, TMMOB ve Eskişehir Barosu temsiliyetinden oluşan Eskişehir Kadın Dayanışması Platformu olarak 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için toplanmış bulunmaktayız.

8 Mart 1857’de ağır çalışma koşullarını protesto etmek için direnişe geçen dokuma işçisi kadınların 129’unun çıkan çatışma ve yangında yaşamını yitirmesiyle başlayan sürecin ardından 8 Mart, “kadınların mücadele ve dayanışması günü” olmuştur.

Bizi bu mücadele ve dayanışmaya sevk eden; toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının kadınlar için yaşamsal bir önemi olmasıdır.

Toplumsal cinsiyet eşitsizliği arttıkça erkek şiddeti de büyümektedir. 2021 yılında en az 280 kadın öldürmüş, 217 şüpheli kadın ölümü yaşanmıştır. Kadın cinayetlerinin artmasında ve neredeyse katliam boyutuna varmasında; kadın düşmanlığı ve eşitlik karşıtı söylemlerin etkisi çok büyüktür. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği sözcüklerinin eylem planlarından, okul kitaplardan, yasal metinlerden çıkarılması, kadına karşı şiddetin önlenmesini amaçlayan İstanbul Sözleşmesinin iptali çabası ve 6284 sayılı yasanın tartışmaya açılması kadın haklarına yönelik saldırılardır: Kabul etmiyoruz!

2010’da “kadın erkek eşit değildir” söylemiyle başlayıp, 2012’de kürtajın yasaklanmak istenmesiyle devam eden ve 2016’da TBMM Boşanmaların Araştırılması Komisyonu Raporu’yla bir hükümet programına dönüşen kadın-erkek eşitliğine karşı ideolojik saldırılar bugün eşitlikçi aile modeli ve laikliği esas alan Medeni Yasa’yı doğrudan hedef almakta.

Hem kadın hem de çocuğun nafakası için “ister ödeyin, ister ödemeyin dönemi” başlatılmaya çalışılıyor. Kadınlar ve çocuklar nafaka alamayacak, ekonomik olarak erkeğe bağımlı kılınmış kadınlar ise sokağa atılacakları korkusuyla yokluk ve yoksulluk içinde kalmamak için şiddet dolu evliliklere mahkûm edilecek.

6. Yargı paketi ile getirilmek istenen “evlilik süresine bağlı nafaka” ve “aile arabuluculuğu” kadınların yıllarca mücadele ederek kazandıkları haklara yönelen saldırılardır. Ekonomik şiddete dönüşen nafaka tahsilindeki zorluk ortadayken erkeklerin yüzde 66’sı çocuğunun nafakası dâhi ödememektedir. Halen nafakalar 200-400 TL aralığındayken ve nafakaya yönelik en büyük sorun nafakanın tahsiliyken, 6. yargı paketi kadınların şiddet dolu evliliklerde kalmasına sebep olacaktır.

Mücadelemiz Bitmeyecek!

Kadınların ücretsiz ev içi emeği görmezden gelinirken ekonomik kriz en çok kadınları etkiliyor. Çalışma hayatında gözden ilk çıkarılan kadınlar, ev içinde bakım yükünün altında ezilirken derinleşen yoksullukla mücadele ediyor. Biz kadınların eğitim, sağlık, sosyal koruma, insanca barınma ve beslenme, şiddetsiz bir hayat, eşit bir yaşam, özgürlük ve demokrasi hakkına her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.

Bizler nitelikli ve parasız eğitim ve sağlık haklarımızın güvence altına alındığı, her alanda cinsiyet eşitliğinin hayata geçirildiği bütünlüklü politikalar istiyoruz. İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Şiddet Yasasının etkin uygulanmasını, kadına yönelik şiddetle ilgili acil eylem planı açıklanmasını istiyoruz.

İşte bu yüzden; şiddetsiz bir hayat ve EŞİT Yurttaşlık için Haklarımız, hayatlarımız ve birbirimiz için taleplerimizin arkasındayız. Tek çözümün yan yana olmak, dayanışmak ve direnmek olduğunu biliyoruz ve bunun gereğini yapıyoruz.”