EMEP : Kadınlara düşen daha çok yoksulluk , açlık ve artan iş yükü oldu.

EMEP : Kadınlara düşen daha çok yoksulluk , açlık ve artan iş yükü oldu.

Emek Partisi Eskişehir İl Yönetimi tarafından 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ile ilgili bir açıklama yapıldı.

EMEP Eskişehir İl Yönetimi adına Rana Yücel tarafından yapılan açıklamada;

” Bu yıl tüm dünyada 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü pandeminin ağır etkileri altında karşılıyoruz.  Bir yanda hastalık, diğer yanda her yanımızı saran şiddet sarmalı. Pandemi koşullarında derinleşen ekonomik kriz de cabası. Bu 1 yılda hayatın her alanında yükümüz çok arttı ama mücadeleden de hiç geri durmadık.

Salgın sürecinde önlemlerin alınmadığı koşullarda çalışmak zorunda kalan kadınlar işten çıkarma, ücretsiz izin dayatması, Kod 29’la tazminatsız ve işsizlik ödeneği olmadan ahlaksızla suçlanarak işten atılma, uzun çalışma saatleri, evden çalışma, güvencesizlik gibi pek çok uygulamayla karşı karşıya kaldı. Sömürü katmerlenirken ekonomik sıkıntılar “uzaya çıktı”. Patronlar için her türlü kolaylığı sağlayan iktidar kadınlaraysa sürekli fiyatı artan temel tüketim ihtiyaçları, artan faturalar, ödenemeyen krediler, borçlar, hacizler reva gördü. Bilimsel bilginin metalaşması yüzünden, milyarlarca insan salgından kurtuluş için en büyük umut olan aşıya ulaşamıyor. Asgari düzeyde bir eğitime ulaşmak bile o kadar zorlaştı ki bir nesil eğitim hakkından yoksun hale geldi.

Evde, işte, sokakta yaşanılan şiddet hız kesmedi. Her gün en az bir kadın katledildi. Pandemide halka gerekli olanakları sağlamadan “Evde kal” çağrısı yapan hükümet, evlerde şiddetle yüz yüze kalan kadınlar için kılını kıpırdatmadı. Üstüne kadınlara hukuki koruma sağlayan İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi Yasasını hedefe koydu. Geçmişte kadınların tepkileriyle geri çekilen, tecavüz edenle evlendirerek tecavüz edeni “affetmeyi” amaçlayan yasa her fırsatta dillendirildi. Ama bu politikalar kadınları susturamadı. İş yerinde, sokakta, mahallede yan yana gelinen her yerde buluşmalarla, mücadeleyle bu saldırıları püskürtmek için çabaladılar. “Haklarımızdan ve hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz” demeye devam ettiler.

Tek adam yönetiminin baskıcı politikaları, hakları için mücadele eden kadınları hedef haline getirdi, gözaltıyla, baskıyla sindirmek istedi. Hazırlanan dernekler yasası yan yana gelinen derneklerin kapısına mühür vuracak düzenlemeler de içerdi. Yine de tüm baskılar karşısında yan yana gelmekten ve sesimizi yükseltmekten vazgeçmedik. Şiddete, eşitsizliğe, geleceksizliğe, güvencesizliğe karşı kadınlar sözlerini söylemekten asla geri durmadı. Geçen bir yılda gördük ki hayatta kalabilmenin, haklarımıza sahip çıkabilmenin tek yolu örgütlenme, dayanışma ve mücadeleydi!

Şimdi dünya kadınlarının birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 8 Mart vesilesiyle bizleri evlere kapatarak sadece itaatkarlık bekleyenlere karşı seslerimizi daha gür çıkarmanın zamanı. Eşitlik ve özgürlük, güvenceli iş ve şiddetsiz yaşam için mücadelemizi büyütme zamanı…

8 Mart’ta mahallelerimizden, iş yerlerimizden, fabrikalarımızdan başlayarak; en yakınımızdaki kadınlarla yan yana gelerek saat 18.30’da Espark AVM önünden başlayıp Adalar’a yapılacak yürüyüşte birleşelim, dayanışmayı büyütelim!”