EMEP Eskişehir İl Örgütü Erdal Eren’i Andı

Eskişehir’de Emek Partisi İl Örgütü ve Eskişehir Emek Gençliğinin çağrısıyla,12 Eylül
darbesinin ardından idam edilen genç komünist Erdal Eren için idam edilişinin yıl dönümünde
basın açıklaması ve anma gerçekleştirildi.

Anmada konuşan Emek Partisi İl Başkanı Ceren Kökoğlu, 12 Eylül 1980 darbesiyle
kazanılmış tüm hak ve özgürlükler çiğnenerek faşist bir devlet biçimi örgütlendiğini
belirtirken Erdal Eren’in de bu şartlarda 13 Aralık 1980’de emekçilere ve gençlik yığınlarına
korku salmak için hukuksuz gerekçelerle henüz 17 yaşındayken idam edildiğini söyledi.

Bugün de baskı ve sömürünün devam ettiğini vurgulayan Kökoğlu; “80 darbesinde işçi ve
emekçilerin, devrimcilerin karşısına yasalarıyla, askerleriyle dikilen burjuvazi bugün de kendi
hukukunu dahi çiğneyerek Özak işçilerinin karşısına tüm güçleriyle askeriyle, jandarmasıyla
dikilmiş durumda. Fakat işçi ve emekçiler bu sömürü çarklarının altında daha fazla
ezilmemek için emeğine ve geleceğine sahip çıkıyor. Erdal Eren de bugün Özak işçilerinden
Corning, Pekintaş işçilerine; İnsanca yaşam ve çalışma koşulları için, hakları için direnen işçi
sınıfının mücadelesinde yaşıyor” dedi. Erdoğan ve cumhur ittifakının uyguladığı tüm
politikaların gençliğe ölüm, açlık, yoksulluk ve geleceksizlik olarak geri döndüğünü söyleyen
Ceren Kökoğlu, koşullar ne kadar ağırlaşırsa ağırlaşsın gençlerin sessiz kalıp olan biteni
izlemediğini, izlemeyeceğini belirtti. Erdal’ı anmanın yolunun onun mücadelesini anlamaktan
ve ilerletmekten geçtiğini de söyleyen Kökoğlu, “Biz gençler de Erdallardan devraldığımız
sosyalizm bayrağını layığıyla taşıyacağız” diyerek sözlerini tamamladı.

Basın açıklamasını ise Emek Gençliğinden Berivan Özkara okudu. “Henüz 17 yaşında Erdal,
suçsuzluğu birçok kez kanıtlanmasına, yaşı idam cezası için küçük olmasına rağmen parasız
eğitim ve özgür bir gelecek istediği için katledildi” diyen Özkara “Erdal Eren, 12 Eylül
faşizmine boyun eğmedi ve davasından pişmanlık duymadı. Faşizm karşısında gücünü
sosyalizme olan inancından aldı. Yazdığı mektuptaki şu ifadeler bunun göstergesi: ‘Çok
büyük bir ihtimalle bu işin ölümle sonuçlanacağını çok iyi biliyorum. Buna rağmen korkuya,
yılgınlığa, karamsarlığa kapılmıyorum ve devrimci olduğum, mücadeleye katıldığım için onur
duyuyorum. Böyle düşünmem, böyle davranmam, halka ve devrime olan inancından
gelmektedir’ dedi.

“Erdal’ın idamının üzerinden 43 yıl geçti. Erdoğan ve cumhur ittifakı, gerici faşist bir rejim
inşa etmek için hızla çalışıyor. Uyguladığı tüm politikalar gençliğe açlık, yoksulluk ve
geleceksizlik olarak geri dönüyor. Artan döviz kurları nedeniyle Türkiye ucuz işgücü
cennetine dönüşürken, temel ihtiyaçlarımız dahi ulaşılamaz hale geliyor. Artan kiralar, yurt
kapasitelerin yetersizliği karşısında gençlik kalacak yer bulamıyor. Sağlıklı ve nitelikli
beslenemiyor. Kahve içmek, istediği kitabı almak için bile kılı kırk yarıyor. Eğitim tamamıyla
ticarileşmiş bir hale bürünürken, lise gençliği oldukça eşitsiz koşullarda, bilimsel olmayan bir
öğrenim süreciyle geleceklerini inşa etmek için rekabete zorlanıyor. MESEM ve ÇEDES
projesiyle, bir yandan ucuz iş gücü olmaları hedefiyle eğitimden koparılan gençler, öte
yandan iktidarın dinci gerici kuşatması altında bilimsel ve laik eğitimden mahrum ediliyor.
Üniversiteler de ise demokratik kazanımları atanmış rektörlerle eziliyor. Bölümler, sadece
sermaye için kalifiye işgücü ve proje üreten alanlara dönüştürülmeye çalışılıyor. Okurken, eğitimini sürdürebilmek için çalışmak zorunda kalan arkadaşlarımızın sayısı günden güne
artıyor. Barınma sorunundan ders materyallerine erişime kadar parasız eğitim talebinin
yakıcılığı ayyuka çıkarken, yaşam koşullarımız geleceksizliğin hem fragmanı hem de
habercisi haline geliyor” diyerek bugünkü gençliğin yaşadığı zorlukları sıralayan Özkara;
Eskişehir’de yaşam koşulları ve ekonomik zorlukların yarattığı cendereden dolayı intihar eden
ve KYK yurdunda ihmaller sonucunda yaşamını yitiren Zeren Ertaş’ı da andı.

Açıklamanın devamında Berivan Özkara; “Elbette, Türkiye gençliği ilk defa böylesine zor
koşullardan geçmiyor. Ama bu koşullar karşısında nasıl bir tutum aldığı ise hayati bir önem
taşıyor. Erdal Eren kendisi gibi binlerce gencin yaşadığı ortak sorunların çözümü için örgütlü
mücadeleye atılan, bu sorunların kaynağı olan kapitalist sistemi ortadan kaldırmayı nihai
hedef bilerek yaşamını işçi sınıfıyla birleştirmiş genç bir komünistti. Erdal Eren’in
mücadelesi, 17 yıllık yaşamından fazlasıdır. Onun mirası devrim ve sosyalizm mücadelesine
ışık olmaya devam ediyor. Onlar, Sinan Suner, Ercan Koca ve Erdal Eren, faşizmin ve
gericiliğin saldırganlığına karşı halkın safında mücadele eden genç devrimcilerdi. İşçi sınıfı
iktidarı ve Sosyalizm davasında işkencelere, idamlara boyun eğmediler. Darbecilere karşı
milyonlarca gencin sembolü oldular. İşte tam da bu yüzden onu asanlar öldü unutuldu, o ise
hep 17 yaşında! Tüm Eskişehir gençliğini bir kez daha talepleri etrafında, geleceği için;
Erdal’dan miras kalan Parasız, Bilimsel ve Demokratik eğitim mücadelemize ortak olmaya
çağırıyoruz” dedi.

Basın açıklamasının ardından Urfa’da sendikal haklarını almak ve insanca koşullarda çalışmak
için direnişte olan Özak Tekstil işçilerinin mücadelesine de sloganlarla destek verildi.