Lösev
28.04.2024 - Eskişehir'in Haberi , Şehrin Gündemi...
Cumhuriyet 100 Yaşında

Dini Değerler Üzerinden Yoksullaşmanın Üstü Örtülmeye Çalışılıyor

Dini Değerler Üzerinden Yoksullaşmanın Üstü Örtülmeye Çalışılıyor

Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanlığı haftalık basın toplantısı Saadet Partisi İl Başkanlığında gerçekleştirildi.

Saadet Partisi İl Başkan Yardımcısı Levent Baştürk ülke gündemleri ve ekonomi ile ilgili yaptığı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi;

”Seçimler artık geride kaldı. Ülkeyi 21 yıldır yönetmekte olan, giderek keyfileşen, otoriterleşen ve ülkeyi iktisadi ve mali açıdan bir yıkımın eşiğine getiren 21 yıllık iktidar halktan beş yıl daha ülkeyi yönetmek için onay aldı!  

İktidar bloğu son seçimlerde oldukça kirli bir kampanya yürüttü. İktidarın kitle iletişim araçları üzerindeki hakimiyeti de bu kampanyayı etkili kıldı. Seçimin ana gündemini oluşturması gereken ekonomik yıkım, otoriterlik ve hukuksuzluk ikincil planda kaldı. Kimlik siyaseti ile din ve milliyetçilik odaklı kültür savaşı daha etkili oldu. “Beka” yalanı bir kez daha tuttu.

Oysa bu propagandanın içi boştu ve mevcut gerçeklikle tutarsızlık arzediyordu. “Dağlarda sadece 77 terörist kaldı” diyen bizzat dönemin şaibeli İçişleri Bakanı’ydı. Ayrıca tüm dünyada savunma harcamalarının arttığı ve iktidarın savunma sanayi hamlelerini propaganda malzemesi olarak kullandığı bir dönemde, Türkiye’nin  genel savunma harcamalarında önceki yıllara göre bir düşüş vardı. Haliyle bu da beka sorunu söylemini boşa çıkaran bir somut olguydu.  

Maalesef muhalefet de bunları halka anlatmakta başarılı olamadı.

Ülkemizin mevcut şartlarda müthiş derecede dövize ihtiyacı var. Merkez Bankası kurdaki baskıyı tutabilmek için elindeki döviz varlıklarını tüketmiş halde. Artık döviz ihtiyacı Erdoğan’ın şahsi ilişkiler ağı sayesinde karşılanır olmaktan da çıktı. Deniz bitti.  

Dolayısıyla Erdoğan yeniden Batı kampına yanaştı. Şimdi iktidar seçim kampanyası döneminde şeytanlaştırdığı ABD ve Avrupa Birliği’yle ilişkilerini düzeltmeye uğraşıyor: Ukrayna’nın NATO üyeliği için açık desteğini açıkladı; önceden “bu can bu bedende oldukça olmaz” demesine rağmen İsveç’in NATO üyeliğinin önünü açtı ve AB üyeliği için de Türkiye’nin önünün açılmasını talep etti.

İktidar yaşanan ekonomik sıkıntılardan çıkış arayışı içinde. Epistemolojik kopuştan vazgeçti ve Mehmet Şimşek’i işbaşına getirerek yeniden ortodoks politikalara döndü.  

Sözde Türkiye Modeli 4 ayak üstüne oturuyordu: Üretim-Yatırım-İstihdam-İhracat. Sonucu da cari fazla olacaktı. Ancak ortaya şöyle bir tablo çıktı: Üretim yerinde saydı fakat çılgınca tüketim yaşandı. İhracat fiyatı da ithalat fiyatının çok  gerisinde kaldı. İhracat-ithalat dengesi de ithalat lehine korkunç bozuldu. 2023 yılınının Ocak-Mayıs döneminde dış ticaret açığı 56 milyar dolar oldu.

İstihdam ise zaten çok yetersiz. Ortada cari fazla da yok!  2022 Mart ayında 12 aylık cari açık 18.3 milyar dolardan 2023 Mart ayında 54.2 milyar dolara fırladı.   Oysa cari açık 2021 yılında sadece 7.2 milyar dolardı. Türkiye ekonomisi 18 ay üst üste cari açık verdi.  

Dün akaryakıta gelen vergi artışıyla 1 lt benzin 35 ₺ oldu. Yaz ortasındayız ama hâlâ pazarda soğan 15, patates 20, salatalık ve domates 25 ₺! 30 ₺’dan aşağı meyve yok! Manav ve market fiyatları daha yüksek!

Ama iktidara göre enflasyon düşüyor!!! Ve iktidarın malum kurumları ve yetkilileri sayesinde yine gerçekçi olmayan bir enflasyon oranı tespit edilmiş ve ona göre çalışanlara ücret artışı verilmiştir. Bir başka deyişle, tekrar ücretliler ve emekliler enflasyona yine bilinçli olarak ezdirilmiştir.

Bir diğer mühim husus: Ülkemizde 2021’de yüksek gelir grubundaki olanların oranı % 15’ten 2022’de % 20’ye çıkmış durumda. Bu ilk başta pozitif bir gelişme gibi görünmekte. AMA orta ve düşük gelirlilerin oranlarına baktığımızda manzara çok farklı. 2021’de % 70 olan orta gelirli kesim oranı 2022’de % 20’ye düşmüş durumda. Buna karşılık 2021’de % 15 olan düşük gelirliler grubundakilerin oranı da 2022’de % 60’a çıkmış durumda.

Kısaca olan şudur: İzlenen ekonomik politikalar sonucunda iktidara yakın belli bir zümre semirir ve zenginleşirken genelde orta sınıf erimiş ve toplumun çoğunluğu da yoksullaşmıştır. Evet, Türkiye giderek yoksullaşan bir ülke durumundadır.

Ülkeyi yıkıma götüren iktisat politikalarının, seçim ekonomisinin ve israfın faturası da tekrar halkın üzerine yıkılmıştır: Seçimlerin ardından bir zam ve vergi furyasıyla karşı karşıya kalmış durumdayız.

Ancak iktidar vatandaşa hayat pahalılığını ve yoksullaşmayı konuşturmamak için yeni bir mevzu daha ortaya sürmeyi bilmiştir. Yeni Milli Eğitim Bakanı KARMA EĞİTİM/KIZ OKULLARI tartışması başlatarak sinyali vermiştir. Seçim öncesinde, seçimleri hilal ile haç arasında mücadele olarak gösteren “hoca” sıfatlılar da hemen devreye girmiştir. Tekrar dini değerler üzerinden yoksullaşmanın üstü örtülmeye çalışılmıştır. Yine halkın dini değerleri sihirbazların asası haline sokulmuştur.

Artık farkına varmalıyız: Güçlü devlet kesinlikle daha çok silaha, askere ve polise sahip olan değildir. Güçlü devlet, halkın temel ihtiyaçlarını karşılayandır. Bunların da başında halkın refahını artırmak ve adaleti temin etmek gelir. Bu da hukuk devleti, ekonomik ve sosyal adalet, can güvenliği ve temel hak ve hürriyetlerin korunması olmaksızın olmaz. Bunlar yoksa, azametli güvenlik güçlerine sahip olmak devleti sadece vatandaşları karşısında zorba konumuna sokar.

Artık talep etmemiz gereken şey gücünü şiddet kapasitesini göstererek bize sunan devlet değildir. Esas olan hak ve hürriyetlerin korunması, hukuk devleti, sosyal adalet ve adil gelir dağılımıdır.

Ve artık anlaşılmıştır ki,  21 yıllık AK Parti iktidarı bu yolda değildir ve hiçbir zaman da bu yolda olma amacını taşımayacaktır.” dedi.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ
erotik shop malatya araç kiralama en iyi casino siteleri casino siteleri istanbul evden eve nakliyat evden eve nakliyat istanbul parça eşya taşıma eşya depolama istanbul