Deprem Konusu Türkiye’nin ve Eskişehir’in Öncelikli Sorunlarından Biridir

İYİ Parti Eskişehir İl Başkanlığı tarafından Kahramanmaraş’ta meydana gelen deprem ve Eskişehir’in deprem hazırlıkları konulu bir basın toplantısı düzenlendi.

Basın açıklamasını yapan İl Disiplin Kurulu Üyesi ve Yapı Denetim Uzmanı Yaşar Çorapsız, İYİ Parti uzmanları tarafından hazırlanan Eskişehir Deprem Acil Planını paylaştı. Yönetim Kurulu Üyelerinin de hazır bulunduğu basın toplantısında İl Disiplin Kurulu Üyesi Çorapsız;

”Çok büyük bir depremin derin acıların yaşandığı bugünlerde basında, sosyal medyada faydalı
faydasız bir sürü paylaşımlar yapılmaktadır. Bizler Eskişehir İYİ Parti İl Başkanlığı olarak, il
başkanımız Emine Edizgil Hanımefendinin başkanlığında, konuya vakıf uzmanlarımızla
Eskişehir’de ne yapılmalı sorusuna cevap aradık, bunula ilgili uygulanabilir ve acilen
uygulanması gereken bir çalışma sunuyoruz; zira deprem konusu Türkiye’nin ve Eskişehir’in
öncelikli sorunlarından biridir.
Bu çalışmamız 3 grupta değerlendirdik.

1. İlimizde riskli alanlardaki yapılaşma ile ilgili çalışma
2. Risksiz Rezerv alanları ve konut stoğu ile ilgili çalışma
3. Afet sonrası “afet acil eylem planları” ile ilgili çalışma

1. İLİMİZDEKİ RİSKLİ ALANLARLA İLGİLİ ÇALIŞMA:
Eskişehir ilimizde 1956 yılında 6.4 büyüklüğünde oluşan depremden sonra Eskişehir
merkezli bu büyüklüğe yakın bir depremle karşılaşılmamıştır. Bu yıllarda konut dokusu 3
katlı yerleşim alanı da risksiz alan olarak tanımlanan Odunpazarı bölgesinin eski
yerleşkesiydi. 1956 yılında günümüze kadar geçen 67 yıllık sürede riskli alan üzerindeki
yerleşime öncelik verilmiştir. Riskli alan ifadesini önemli kılan zemin yapısı ve yer altı su
seviyesinin yakın olmasıdır. Zemin yapısı alüvyon olup deprem anında yer altı suyu ile
alabora olması neticesinde sıvı bir zemin oluşmaktadır. Sıvılaşan bu zemini taşıma gücü
büyük ölçüde yok olduğu gibi deprem kuvvetini yapıya daha etkili aktadır. Bu nedenle riskli
alanlar üzerindeki yapılar son derece önem arz etmektedir. Şu an itibariyle nüfusumuzun
yaklaşık %70 i bu alan üzerinde yaşamaktadır. Bu nedenle bundan sonra inşa edilecek
yapılarla ilgili buradan sizlerin vasıtasıyla sıvılaşma riski yüksek ve riskli alanlarda inşa
edilecek yapılarla ilgili olarak depreme karşı güvenli yapılar yapabilmek için.

Çevre, şehircilik ve iklim değişikliği bakanlığımıza sesleniyoruz,

Mimarlarımız; bu bölgelerdeki çalışmalarında ayağı yere basan, yumuşak kat oluşumundan
kaçınılmalı, geniş açıklıkların oluşmadığı projeler üretmeli.
İnşaat mühendislerimiz; proje çözümlerinde, zemin güçlendirmelerini mutlaka tekniğine
uygun yapılmasını sağlamalı, güvenlik kat sayısını biraz yüksek tutulmalı, beton sınıfını bir
üst sınıfta değerlendirilmeli, bu bölgelerde kirişli radye temel sisteminin uygulanması, deprem
perdelerine biraz daha yer verilmesi, mümkünse tünel kalıp sistemi uygulanmalı.
Mimari projenin ağırlık merkezi ile statik projenin rijitlik merkezleri mümkünse çakıştırılmalı
veya çok yakın olmalı. Kolonlardaki yük dağılımı eşit veya dengeli olmalı vb. çalışmalara ve
çözümlere özen gösterilmeli. Projeci arkadaşlarımız Ne olur yönetmelikleri ve mevzuatı uç
noktalarda kullanmayalım, sınırları zorlamayalım.
Belediyelerimiz; yukarda belirttiğimiz mimari ve statik proje çözümlerindeki konuları
ilgili birimlerinde değerlendirerek acilen zorunlu uygulamaya geçilmeli, bu ilkelere ve
önerilere uygun yapılan binalar depreme karşı çok daha güvenli yapılar olacaktır.
Halkın ortak kullanımına açık olan kamu binalarına deprem izolatörü zorunluluğu getirilmeli.
Unutmayalım ki şu anda ucuz yapıdan önce güvenli yapılar oluşturmamız gerekir.
Belediyelerimiz yapıların denetimini, yapı denetimlerle birlikte en etkin şekilde sağlamalıdır.

• Bireysel olarak kentsel dönüşümün sağlanabilmesi için 6306 sayılı riskli alanlar
  yasasının uygulanabilirliğini teşvik etmeli ve kolaylaştırılmalıdır.
• Belediyelerimiz bir an önce “KENTSEL DÖNÜŞÜM STRATEJİ BELGESİNİ” en doğru
  verilere göre hazırlamalı, sonrasında da yol haritası belirlenmelidir.
• Zemin etüt çalışmalarında mikro bölgeleme ve zemin etüt çalışmalarına gerekli hassasiyet
  gösterilmelidir.

6306 sayılı yasanın gerek bireysel anlamda gerekse belediyelerin belirleyeceği riskli alan
bazında, uzun vadeli faizsiz ve düşük faizli kredi ve finans desteğini sağlamalıdır. Zira
depremden sonra yapılacak hiçbir çalışma ve yardım, giden canlarımızı yok olan
mallarımızı geri getirmiyor.

2. RİSKSİZ REZERV ALANLARI İLE İLGİLİ ÇALIŞMA
   Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı 2013 yılında başlatmış olduğu, İlimiz için çok
   önem arz eden gerçekleştirilmesi halinde tüm kentsel dönüşüm ve şehrin gelişmesi adına odak
   noktası olacak olan bakanlığın 27 Eylül 2013 kararıyla ilan ettiği ancak seçim sonrası bu
   kararı rafa kaldırdığı 770 hektar alanı kapsayan “Kocakır rezerv alanı projesi”ni bir an önce
   gündemine alacak çalışmalara başlanmalıdır. İmara açılacak alanların güncel diri fay haritaları
   göz önüne alınarak tekrar değerlendirilmesi gerekir. Ayrıca belediyelerimizde sorumluluk alanlarında risksiz yerleşim alanları belirlemelidir.

Konut stoğu ile ilgili; İlimizde TOKİ projelerinden başlanmış olanlar bir an önce bitirilmeli programa alınanlarında bir an önce başlanarak sonlandırılması.
Gündoğdu 1 ve Gündoğdu 2 kentsel dönüşüm alanlarına bir an önce başlanması,
Karapınar ve küçük sanayi sitesi kentsel dönüşüm projesinin sorunlarının giderilerek bir an
önce başlanılması.
İlimiz imar planında 2 kata ruhsatlı alanların zemin yapısı durumuna göre gerekli plan tadilatı
yapılarak kat artırımına gidilmesi.

3. İLİMİZDEKİ AFET ACİL EYLEM PLANLARI,
   Depreme maruz kalan 11 ilimizde aksayan durumları da dikkate alınarak, çevre komşu
   illerimizle birlikte koordineli çalışılmalı ve güncellenmelidir.

Depremle ilgili olarak kentimiz üniversitelerin, STK’ların, Belediyelerin ve ilgili meslek
kuruluşlarının iş birliğinin sıkılaştırılmasını elzem olarak görüyoruz. Bu vesileyle
huzurlarınızda bir kere daha deprem şehitlerimize rahmet, yaralılarımıza da acil şifalar dileriz.”