Lösev
17.05.2024 - Eskişehir'in Haberi , Şehrin Gündemi...
Cumhuriyet 100 Yaşında

5 Nisan Avukatlar Günü Törenle Kutlandı

5 Nisan Avukatlar Günü Törenle Kutlandı

Eskişehir Barosu tarafından 5 Nisan Avukatlar Günü’nü Adalet Sarayında düzenlenen törenle kutlandı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan tören, Baro Başkanı Av. Mustafa Elagöz’ün Atatürk Anıtı’na çelenk sunumu ile devam etti. Baro Başkanı Av. Mustafa Elagöz’ün konuşmasında;

“Hukuksuzlukların giderek arttığı, hukukun istisna olduğu bir dönemin içerisinden geçiyoruz. Adaletsizliği toplumun her katmanında sonuna kadar hissediyoruz. Oysaki adalet toplumun oksijenidir; adalet olmazsa toplum nefes alamaz, gelişemez. Demokrasi ve barış, toplumdaki bireylerin adalet duygularının gelişerek vicdanlı olabilmeleriyle mümkündür. Modern toplum adaletle gelişir. Demokratik hukuk devleti, adaletin tüm sınıflar için uygulandığı ölçüde mümkün olabilir. Adaletin yasama, yürütme ve yargı eliyle, etkin bir şekilde ve tüm bireylerin özel durumlarına uygun olarak sağlanması gerekir. Adaletli olmak, tüm bireylerin sahip olmaları gereken insani bir erdemdir.

Devleti yönetenlerin, yasa yapanların, yasaları uygulayanların, yargı mensuplarının adil olmaları gerekir. Toplumsal barış için adalet şarttır. Adaletsizlikler insanların devlete olan güvenlerini sarsar ve devlete karşı bir yabancılaşmaya neden olur. Toplumsal düzeninin işleyişinde en temel unsur, bağımsız ve tarafsız bir adalet sistemidir.

Hangi gerekçe ile olursa olsun, hukuk adaletsizliği korumamalıdır.

Adalet duygusunun gelişmesi ve topluma yayılması, hak ve özgürlük kavramlarının alanını da geliştirecektir. Adalet ideolojilerin üstündedir. İnsanların sırf insan olmaları nedeniyle doğuştan sahip oldukları temel hak ve özgürlükleri bulunmaktadır. İdeolojik dayatmalar ile temel hak ve özgürlükler ortadan kaldırılamaz.

Hukuka güven duygusunun temelinde adalet bulunmaktadır. İnsanlar sosyal, ekonomik ve teknolojik alanda bir haksızlığın mağduru olduklarında veya haksız bir suçlama ya da davayla karşı karşıya kaldıklarında, adaletin gerçekleşmesini sağlayacak hâkim ve Cumhuriyet savcıları olduğuna inanmak isterler. Hukuk sisteminin adil bir şekilde çalıştığının insanlara benimsetilmesi gerekir. Bunun yolu ise adil yasa yapmak, adil yönetim ve adil bir yargı sistemi kurmakla mümkündür.

Hukuk devletinin geçerli olduğu demokratik bir toplumda, halkın, temel hakları güvence altına alan ve adil yargılanma hakkına uygun genel ilkelerin oluşmasını talep etme hakkı vardır. Adil kararlarla toplumun adalete ve devlete olan inancı artacaktır. Ancak unutulmamalıdır ki adalet duygusunun öncelikle bireylerde gelişmesi gerekir.

Düşünceyi ifade etme özgürlüğü, bireysel ve toplumsal açıdan çok önemlidir. Adalet kavramı siyasal, hukuksal ve toplumsal sorunların üzerinde düşünülmelidir. Bireyin kendini ifade etme özgürlüğü hayatın doğasına uygun, gerçekçi bir ihtiyaçtır. Düşünceyi ifade etme özgürlüğünün sınırları demokratik toplumun gereklerine uygun olmalıdır. Ancak bu sınırların başlayıp bittiği yerin hukuk ve özgürlük ikliminde, bağımsız ve tarafsız Cumhuriyet savcısı ve hakimlerce belirlenmesi gerekir. Birlikte yaşama kültürünü geliştiren, insanların temel haklarını koruyan ve yaşam alanlarını zenginleştiren kararlar, toplumun adalet duygusunu da geliştirecektir.

Adalet idare, hukuk ve ceza alanlarında temel ilkeleri belirleyerek bu ilkeler doğrultusunda hukuk devleti olmayı zorunlu kılar. Her bireyin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi görüş, inanç, milli veya sosyal köken, servet, statü ve diğer koşullar nedeniyle ayrımcılığa tabi tutulmaksızın yönetilme hakkı vardır.

Adaletin gerçekleşmesinde hâkimlerin büyük rolü vardır. Bireylerin hâkimlerin bağımsız ve tarafsız olduklarına inanmaları şarttır.

Adaletin sağlanmasına yönelik hak arama özgürlüğünün somut düzenlemelerle uygulanabilir hale getirilmesi gerekir. Sadece yasa çıkarmak, adil bir yönetim olmak için yeterli değildir. “Ben yaptım oldu!” şeklindeki keyfi uygulamaların, “Beğenmiyorsanız dava açın!” şeklindeki yaklaşımların hukuk ve adalet sistemine büyük zararlar verdiği gözlemlenmektedir. Keyfilik, adaletin ve hukuk devletinin en büyük düşmanıdır.

Hukuk ve adalet ne kadar kurumsallaşırsa hukuk ve adaletin savunulması da o kadar gerekli bir görev ve sorumluluk haline dönüşür. Hukuk ve adalet bilincinin toplumda yerleşmesiyle birlikte adalet duygusunu olumsuz etkileyen uygulamalar sorgulanarak cezalandırılır. Suç işleyen faillerin cezasız kalmaları toplum vicdanını rahatsız edecektir.

Hukuk devleti ve adalet iç içedir. Eğer yasama, yürütme ve yargıda adalet yoksa hukuk devleti olunamaz. Yasa adil değilse adil bir uygulama imkânsızdır; adil olmayan bir kuralın adil bir şekilde uygulanması söz konusu olamaz. Diğer bir ifadeyle adil bir uygulama için adil bir yasa olması gerekir. Devleti yönetenlerin toplumun tüm kesimlerini adil olmaya özendirmesi şarttır.

Adalet, toplumun bir arada, güvenli ve huzurlu bir ortamda yaşaması için temel şarttır. Bir ülkede yaşayan bireylerin birbirine karşı adil davranışlar sergilemelerinin yanında, ülkenin tüm yöneticileri ile tüm kurumlarının da aynı şekilde adaletten ayrılmadan görevlerini yerine getirmeleri zorunludur.

Tam da burada savunmanın rolü ortaya çıkmaktadır. Bir sistemin içinden savunmayı çekip alırsanız yada savunmayı işlevsiz hale getirirseniz, evrensel hukuk ölçütleri dışında bir savunma kurgularsanız artık o sistemde demokratik hukuk devletinden de bahsedemezsiniz.

Adaletin teminini nitelikli hakim-savcı ve avukat ile tesis edebilirsiniz.

Ancak ülkemizde ciddi bir adalet açığı oluştuğu ve toplumun adalet ihtiyacı, acil çözümlenmesi gereken sorunlar arasında yerini almıştır.

Bu bağlamda avukatlar; hak arama özgürlüğünün, savunma hakkının ve hukuk devletinin en temel güvencesidir. Adalet toplumun bir arada huzur ve barış içinde yaşaması için en temel değer ise , adaletin temel unsuru da avukat ve avukatlık mesleğidir. Avukatın mesleğini gereği gibi ifa etmesini engelleyecek her türlü düzenleme ve yaklaşımın olduğu bir ortamda adil yargılanma hakkından bahsedilemez.

Bu anlamda savunma görevini ifa eden avukatlar ve onların meslek örgütü barolar demokratik hukuk devletinin ayrılmaz bir parçası ve hatta varlık sebebidir.

Belirtilen tespitler ışığında bizler bugün 5 Nisan Avukat Günü’nü kutlamak için bir araya gelmiş isek de maalesef  5 Nisan Avukatlar Günümüzü KUTLA(YA)MIYORUZ.

Yargının kurucu unsuru olan ve savunma makamını temsil eden avukatların her geçen gün mesleğini yapamaz hale getirildiği.

Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkesinin her geçen gün yok edildiği,

Vatandaşın mahkemelerden değil de siyasilerden adalet beklediği bir atmosferin yaratılmış olması,

CMK uygulamalarındaki angarya yasağı ve zorunlu müdafi ücretlerinin yıllardır iyileştirilmemesi,

Artan enflasyon karşısında eriyen Avukatlık asgari ücret tarifesi,

Avukatlık Kanunun 2. Maddesi yok sayılarak her türlü kurum ve kuruluşta avukatın önüne bir sürü engel çıkartılması,

Avukata karşı işlenen suçlarda Avukatlık Kanunun 57. Maddesinde belirtilen “Görev sırasında veya yaptığı görevden dolayı avukata karşı işlenen suçlar hakkında, bu suçların hakimlere karşı işlenmesine ilişkin hükümler uygulanır.” hükmünün mahkemelerce ısrarla dikkate alınmaması,

Görevi sebebiyle öldürülen Avukatların korunamaması,

Avukata karşı şiddet eylemlerinin artarak devam etmesi ve buna karşı meslektaşımız olarak gördüğümüz hakim ve savcıların bu konudaki duyarsız yaklaşımı,

Hukuku ve adaleti bir amaç değil  araç olarak gören anlayış sebebiyle hukuk sisteminin çökmesini amaçlayan ve bu kapsamda her yere hukuk fakültesi açarak niteliksiz hukukçu yetişmesini sağlayan bir sistemin varlığı,

Denetlenmeyen ve hukuki yaptırımı olmayan “ ben böyle uygun gördüm” zihniyetinin hakim olduğu,

Keyfiliğin başını alıp gittiği, hukukun ne emrettiği değil, yetkilinin ne düşündüğünün önem arz ettiği,

Gerek yargıda ve gerekse tüm kurum bürokrasisinde liyatın değil, sadakatin esas alındığı,

Her daim sahada olan avukatların ve onların meslek örgütü baroların özellikle adli sistemle ilgili yasal düzenlemelerde görüş ve önerilerinin alınmaması,

Hayatında hiç cübbe giymemiş, mahkeme koridorlarında ve duruşma salonlarında bulunmamış olan kişilerin Ankara’da masa başında Yargıda reform adı altında hazırladıkları ve hiçbir amaca hizmet etmeyen  eylem planları,

Uzun yargılamalar nedeniyle yıllarca bitmeyen dava dosyaları,

Sistemsel sorunlar nedeniyle ortaya çıkan ekonomik sorunlar  ve daha sayamadığımız onca sorun mesleğimizin önündeki en büyük sorunlar olarak durmakta ve bu sorunlar Avukatlık mesleğinin olması gerektiği şekilde icrasına engel olmaktadır. Avukata çıkartılan engel özünde yurttaşın hak arama özgürlüğüne çıkartılan engeldir. Bu sorunlar maalesef her yıl 5 Nisan Avukatlar Günü’nde bizlerce dile getirilmesine rağmen sorunlar çözülmediği gibi her geçen gün artarak da devam etmektedir.   Mevcut yapı ve anlayışla bu sorunların çözülmesini beklemek de beyhude bir çabadan öte bir şey değildir.

Değerli meslektaşlarım;  Biz Avukatlar “Görevimizi yaparken ne müvekkile ne hakime ne iktidara tabiyiz. Üstünlük iddiamız yok.Fakat hiyerarşik üst de tanımıyoruz. En kıdemsizin en kıdemliden veya isim yapmış olandan farkı yoktur. Avukatlar tarih boyu köle kullanmadılar ama hiçbir zaman efendileri de olmadı!”(Molierac) Bu düsturla yolumuza devam edeceğimizi herkesin bilmesini ister, Hukuk devletinin gerçek anlamda inşa edildiği bir Türkiye için mücadele etmemiz gerektiğini  bir kez daha hatırlatırım.

Önümüze çıkartılan tüm engellere rağmen, hukuktan ayrılmadan, ideolojilerden bağımsız , yılmadan ve usanmadan sadece adalet ve hukuk devleti için onurumuz olan cübbelerimizin önünü iliklemeden görevimizi yapmaya , çalışmaya ve mücadele devam edeceğiz.

Bilinmesini isterim ki;  Bir gün herkesin avukata ihtiyacı olur.

Bu vesileyle sözlerime burada son verirken 5 Nisan Avukatlar Günü’nü gerçekten büyük bir coşku ile kutlayacağımız günleri hep birlikte görmek dileğiyle,  Hukuk devletinin olmazsa olmazı yargı erkinin temel tası ve en büyük güvencesi , savunma mesleğinin temsilcileri olan, ülkemizin dört bir yanında görev icra eden tüm avukatlarımızın 5 Nisan Avukatlar Günü’nü kutluyor katılımlarınızdan dolayı her birinize saygı ve şükranlarımı sunuyorum.” dedi.

Düzenlenen törene Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, Odunpazarı Belediye Başkanı Av. Kazım Kurt, Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Av. Ayşe Ünlüce, Odunpazarı Belediye Başkan Yard. Av. Emre Genç ile çok sayıda Avukat katılım gösterdi.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ
kernekotokiralama.com papyonshop.com restbetgiris.co betpastakip.com restbet.com betpas.com restbettakip.com canlı casino siteleri casino siteleri deneme bonusu veren siteler