15 Temmuz, Devletimize, Milletimize ve Cumhuriyetimize Karşı Gerçekleştirilmiş Kanlı Bir İhanet Kalkışmasının Yıl Dönümüdür.
15 Temmuz, Devletimize, Milletimize ve Cumhuriyetimize Karşı Gerçekleştirilmiş Kanlı Bir İhanet Kalkışmasının Yıl Dönümüdür
İYİ Parti Eskişehir İl Siyasi İşlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Mehmet Tahta 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü ile ilgili bir basın toplantısı düzenledi.
Başkan Yardımcısı Tahta açıklamasında ” Saygı değer Eskişehirli hemşerilerimiz,Basınımızın değerli temsilcileri!
Eskişehir İl Teşkilatı adına sizleri saygı ile selamlıyorum.Bilindiği gibi yarın günlerden 15 Temmuz!
15 Temmuz, Devletimize, Milletimize ve Cumhuriyetimize karşı gerçekleştirilmiş kanlı bir ihanet kalkışmasının yıl dönümüdür.
Bu vesile ile 15 Temmuz’un Kahraman Gazilerini saygı ile selamlıyor, aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle yad ediyorum.
Bir daha yaşanmaması dileğiyle tekraren Aziz Milletimize ‘geçmiş olsun’ dileklerimizi sunuyorum.
Saygı değer hemşerilerimiz!
Türk Milleti, 15 Temmuz gecesi, tarihinde eşine rastlanılmayacak ölçekte büyük bir felaketin eşiğinden dönmüştür. Bu bakımdan 15 Temmuz Milletimizin hafızasından asla silinmemelidir.
15 Temmuz’da öyle büyük bir felaket yaşanmıştır ki; Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Ordusu ile birlikte bir süre yönetimsiz kalmıştır..
Cumhurbaşkanından, gece 00,24’e kadar haber alınamamış, Genel Kurmay Başkanı dahil, tüm Kuvvet Komutanları elleri, kolları ve gözleri bağlanarak, derdest edilmişler, Türk Devletinin ve Rejimin egemenlik kaynağı olan T.B.M.M. bombalanmıştır.
15 Temmuz gecesi, 248 vatandaşımız şehit olmuş, Genel Başkanımız Meral Akşener’ in deyimi ile, halkımız devleti sokaktan toplamıştır,.
Türk Ordusu, 2200 yıllık tarihinde böyle bir facia yaşamamıştır!
Bu yüzden, 15 Temmuz ihanet kalkışması, kınamayla geçiştirilecek, ya da sadece ihanet gecesine odaklanabileceğimiz bir olay değildir.
15 Temmuz Faciasına Türk Milleti penceresinden tarihsel perspektifle bakılmalı, ülkenin 15 Temmuz gecesine geliş süreci ile ilgili, objektif ve bilimsel verilerle doğru analizler yapılmalıdır.
15 Temmuz faciasının tüm boyutları, öncesi ve sonrası ile, hiçbir gizli ve karanlık nokta bırakılmaksızın tüm yönleri ile araştırılıp, sonuçları tüm çıplaklığı ile Türk Milleti’nin önüne konulmalıdır.
Kalkışma esnasındaki ilişkiler zincirinin ve tüm sivil, askeri, bürokratik ve siyasi sorumlularının bulunup, adalet huzurunda hesap vermelerinin sağlanması gerektiği gibi,
geçmişe dönük süre ve dönem sınırlaması olmaksızın, ülkeyi ihanet kalkışmasına götüren süreç içinde ne tür yönetim zaafları ile terör örgüne meydan ve yol açıldığı, terör örgütüne ne tür imkan ve tavizler verildiği; verilen imkan ve tavizlerle nelerin hedeflendiği bütün ayrıntıları ile ortaya konulmalıdır. Böylece ortaya çıkacak olan sonuçlar bir hukuk vesikası olarak adalete, ibret vesikası olarak da sonraki nesillere aktarılmalıdır.
Bunlar yapılmaz ise tarihin tekerrürü önlenemeyecektir.
Öte yandan, kalkışma sonrası gelişen siyasi olaylar, dikkate değer yıkıcı sonuçlar doğurmuştur..
Ülke, önce uzun süre olağan üstü hal şartlarında yönetilmiş; sonra tek adamlı yönetim sistemine evrilmiştir.
Tek adamlı yönetim sistemi koşullarında örgütün siyasi ayağı görmezden gelinmiş,.Terör örgütü ile arzu edilen mücadele gerçekleştirilememiştir.
Burada iki türlü zorlukla karşılaşıldığı görülmektedir:
Birinci zorluk,
Fetö/PDY Silahlı Terör Örgütü ile mücadelenin devlet politikası olmaktan çıkartılıp,Erdoğan’ın şahsi inisiyatifinde AKP’nin özel politikası haline getirilmesi,
İkinci zorluk ise,
AKP Hükümetlerinin, evvelce Cemaat olarak gördükleri terör örgütü ile yıllar boyu geliştirdikleri ilişkilerin ellerini kollarını bağlamasıdır.
Bu koşullar altında AKP Hükümetinin Fetö/PDY Silahlı Terör Örgütü ile etkin ve gerçekçi mücadele politikaları geliştirmelerinin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır.
Nitekim Partimizin; Fetö/PDY Silahlı Terör Örgütü ile ilgili, bu güne kadar vermiş olduğu tüm araştırma önergeleri AKP nin engellemeleri ile sonuçsuz kalmıştır..
Fakat Eskişehirli hemşehrilerimizle birlikte Aziz Milletimiz bilmelidir ki, İYİ PARTİ tarihe; ne karanlık bir nokta, ne de sorulmayacak bir hesap bırakmayacaktır.” dedi.