Geçtiğimiz hafta sonu İstanbul’da İMİB organizatörlüğünde düzenlenen “4. Madencilik Çalıştayı” sektörün önemli isimlerini bir araya getirdi. Madencilik sektörünün ortak sorunları ve çözüm önerilerinin ele alındığı son derece verimli bir çalıştay gerçekleştirildi.

400 kişiyi aşan katılımcıyla gerçekleşen çalıştayda, madencilik sektörünün çok değerli isimlerinin konuşmalarını dinleme fırsatı bulduk. Çevre konusundaki hassas çalışmalardan madenciliğin tarihsel eğitim sürecine, ekonominin temelini oluşturan yapısından toplumların gelişmişlik seviyesindeki rolüne kadar çok önemli konu başlıkları vardı.

Tüm konuşmaları ilgiyle takip ettiğim için her biri ayrı bir yazı konusu olacak değerde. Madencilik konusunda “doğru bilinen yanlışlar”ın geleceğimizi kömür karasına döndürdüğü günümüzde, ele alınan konuların her birinin “madenci feneri” gibi geleceğimize ışık tutması adına önümüzdeki günlerde konu başlıklarıyla hazırlayacağım yazılarda kaleme alacağım. Çünkü madencilik, bilinenin aksine sadece “kömür karası” değildir. Bor, manyezit, dolomit gibi hayatımıza değer katan “bembeyaz” örneklerle de doludur.

***

Çalıştaya katılan iki bakan yardımcımızın açılış konuşmalarındaki notları da kısaca sizlere aktarmak istiyorum: T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Sn. Prof. Dr. Şeref Kalaycı yaptığı açılış konuşmasında “Madencilik, pek çok ülkenin bugünkü teknoloji ve refah düzeyine ulaşmasında önemli bir rol oynamıştır. Madencilik sektörü, gelişmiş ülkelerin pek çoğunda ekonomik kalkınmayı başlatan öncü sektör görevini üstlenmiştir. Sorumluluk sahibi her yurttaşımız, Türkiye’de madenciliğin ülkemiz için ne kadar önemli olduğunun idraki içinde olmalıdır. Bu bağlamda maden ve madencilikle ilgili konular siyaset üstü bir anlayışla ele alınmalıdır.” dedi.

225 milyar dolarlık ihracat rakamıyla rekor kırdığımız 2021 yılında, madencilik sektöründe 5,9 milyar dolarlık ihracatla rekora imza attığını belirten T.C. Ticaret Bakan Yardımcısı Sn. Rıza Tuna Turagay da yaptığı konuşmada “Maden ihracatımızı çok daha yüksek rakamlara çıkartmamız lazım. Güzel olan şey şu: Tamamıyla yerli katma değer, tamamıyla kendi üretimimiz. Bunu ne kadar uç ürünlere çevirebilirsek o kadar başarılı oluruz. Her ürünün içinde maden var. Hayatımız maden, gerçekten içi çok dolu bir motto” dedi. Sayın Bakanımızın enerjisi ve mütevazılığıyla hepimizi çok etkilediğini de belirtmek isterim.

Soldan Sağa (Umut Rallas, Dr. S. Armağan Vurdu, Sn. Rıza Tuna Turagay, Berna Kızılbük)

***

Eskişehir gibi maden potansiyeli çok yüksek olan ve ülkemizin stratejik madeni olan bor konusunda da dünyanın en büyük rezervine sahip bir şehrin madencileri olarak da çalıştayda yerimizi aldık. Türk Maadin Şirketi Genel Müdürü Sn. G. Şeyda Çağlayan, Kızılbük Madencilik Genel Müdürü Sn. Berna Kızılbük ve Esmer Mermer Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Emre Ünal ile birlikte şehrimiz özelinde de madencilik sektörünü tüm sektör yetkilileriyle paylaşma ve değerlendirme fırsatı bulduk.

***

Sektörümüzün duayen ismi G. Şeyda Çağlayan, yüksek maden mühendisi olarak sektörel başarısının yanı sıra görev yaptığı STK’lerde de değer yaratan bir isim. Eskişehir Sanayi Odası 1. Meslek Grubu içinde yer alan madencilik firmaları arasında en eski üye olan Türk Maadin Şirketinin başındaki ismin, bir kadın madenci olması da çok önemli ve şehrimize yakışır türden bir değer. Çalıştaydaki kahve molalarında yer bilimlerinin yanı sıra doğa bilimleri, arkeoloji, tarih konularındaki ufuk açıcı ve samimi sohbeti için sizlerin huzurunda bir kez daha teşekkür etmek isterim.

Şehrimizin bir diğer değerli kadın madencisi ise Berna Kızılbük. Eskişehir Madencilik Sektörü İş Kümelenmesi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi olan Kızılbük, Eskişehir’de madencilik konusundaki farkındalığın gelişmesi adına önemli çalışmalar yürütüyor. Madencilikte çevre konusunun önemini ve hassasiyetini de her yıl düzenledikleri ağaç dikme etkinlikleriyle taçlandırıyor.

G. Şeyda Çağlayan ve Berna Kızılbük “erkek işi” diye yanlış bir şekilde nitelendirilen madenciliğin, bilek gücüyle değil “yürek gücü”yle yapıldığını gösteren çok değerli kadın madencilerimiz arasında yer alıyorlar.

***

İMİB organizatörlüğünde düzenlenen “ 4. Maden Çalıştayı”nda, Eskişehir olarak “misafir” değil de “ev sahibi” olarak hissetmemizi sağlayan isim ise Emre Ünal’dı. Türkiye’de yer alan 61 ihracatçı birliği içinde, yönetim kurulu seviyesinde, Eskişehir’den tek isim olan Emre Ünal; aynı zamanda İMİB Yönetim Kurulunun en genç Yönetim Kurulu Üyesi. Böylesine önemli bir temsiliyetin, madencilik sektöründen olması hem çok gurur verici hem de şehrimizin maden potansiyelini kanıtlar nitelikte. Aynı zamanda Türkiye İhracatçılar Meclisi Delegesi olan Emre Ünal, Genç TİM kuruluşunda da Kurucu Üye olarak Eskişehir’i temsil eden tek isim. Emre Ünal, mütevazılığı ve çalışkanlığıyla da Eskişehir sanayisinde örnek bir genç sanayici portresi çiziyor.

Taşlı yollara aldırış etmeden çalışkanlığıyla ve “yüreğinin hakkı”yla İMİB Yönetim Kurulunda yer alan değerli ağabeyim Emre Ünal, şehir olarak hep eksikliğini hissettiğimiz “Eskişehir’in lobisi yok” durumunun nasıl aşılabileceğinin canlı bir örneği. Şehrin “ilerlemeyen” trafiğinde birbirini sıkıştıran araçlar yerine, sıkışık trafiğe hiç takılmadan “Çevre yolu yoksa off-road yaparız” demiş olmalı ki şehirlerarası ve hatta uluslararası yol(lar)da, hepimize “26 plaka”nın temsil gururunu yaşatıyor.

Çok mu övgü dolu sözler bunlar? Az bile! İnanın, başka biri olsaydı çok daha fazlasını yazabilirdim. Ancak yakından tanıdığım için “büyüdükçe küçülmek gerek” anlayışını tüm mütevazılığı ve içtenliğiyle sergileyen yapısı nedeniyle büyük ihtimalle bana da kızacaktır. Olsun, varsın kızsın; canı sağ olsun. Şehir içinde Eskişehirliyim demesi kolay. Asıl mesele Eskişehir sınırlarını çıktıktan sonra başlıyor. Her kim ki ülke çapında ve hatta dünya çapındaki başarıları ve görevleriyle Eskişehir’in adını, şehrimizin adının geçmediği yerlere yazıyorsa bu köşe de her zaman o kişilerin adını “tükenmez” kalemle yazacaktır. Güzel örneklerin de paylaştıkça çoğalacağına inanıyorum. Değerli ağabeyim Esmer Mermer Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Emre Ünal’ı yürekten kutluyor ve şehir adına açmış olduğu yolda yapmış olduğu katkıların gün geçtikçe artacağına da inanarak yolunun hep açık olmasını temenni ediyorum.

Güzel örneklerin ve Eskişehir’in “özgül ağırlığı”nın her yerde arttığı aydınlık yarınlar dileğiyle. .

Soldan Sağa (Umut Rallas, Emre Ünal, Aydın Dinçer, Cem Seymen, Berna Kızılbük, G. Şeyda Çağlayan)