Lösev
16.04.2024 - Eskişehir'in Haberi , Şehrin Gündemi...
Cumhuriyet 100 Yaşında

Tarım Eğitiminin Başlangıcının 176. Yıl Dönümü İçin Tören Düzenlendi

Tarım Eğitiminin Başlangıcının 176. Yıl Dönümü İçin Tören Düzenlendi

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Eskişehir Şubesi tarafından Türkiye’de Tarım Eğitim ve Öğretiminin başlamasının 176.yıl dönümü dolayısıyla Valilik Meydanı’nda bir tören düzenlendi.

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Eskişehir Şubesi Yönetim Kurulu, Eskişehir, Odunpazarı ve Tepebaşı Ziraat Odası Başkanları ve kurum temsilcilerinin katıldığı törende bir konuşma yapan Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Levent Özbunar;

“Bugün 10 Ocak 2022, Türkiye’de Tarım Eğitiminin başlangıcının 176. yıl dönümü… Tarım ise dünyanın en eski mesleği. İnsanların yerleşik hayata geçişinin nedeni de tarım, tarımsal üretim. Yerleşik hayata geçen insan toplulukları sadece tarım yapmaya başlamadılar, aynı zamanda bilgi ve görgülerini doğrudan gelecek kuşaklara aktarma yolu ile bir tür eğitim uygulamaya da başladılar. Bitkileri ve hayvanları yetiştirenler aynı zamanda tarımsal bilgiyi ürettiler ve paylaştılar Göbekli Tepe kazılarına göre insanlığın 15 bin yıllık geçmişinden günümüze kadar tarım, toplayıcılıktan pazara yönelik üretime, ilkel tarım tekniklerinden endüstriyel tarım sürecine kadar çok önemli gelişmeler gösterdi. Bu yönüyle, insanlığın yerleşik tarım hayatının tarihi aynı zamanda bir insanlık tarihidir.

Ülkelerin kalkınması sanayileşmeyle ölçülür, sanayi üretimi vazgeçilmez görünür ise de tarım, temel gıda maddelerini üretmesi, önemli bir istihdam alanı ve birçok sanayi dalının da hammaddesinin kaynağı olması nedeniyle her ülke için vazgeçilmez ve stratejik bir sektördür. Bir ülkenin kalkınması ve çağdaş medeniyete ulaşabilmesi için insanlarının gıda güvencesini sağlaması bunun için de tarımda başarılı olması şarttır. Tarımın gelişip başarılı olması için de eğitim gerekir.

Türkiye’de tarımsal eğitimin başlangıcı da bu bilinç ile gerçekleşmiştir. İstanbul’da o dönemde bir Basma Fabrikası inşa edilmiş, ülkede pamuk tarımı yapılmakla beraber çağdaş üretim yöntemleri bilinmemekteydi. Bu nedenle de bu fabrikanın hammaddesi olan ince ve temiz pamuk üretilemediği için ithal edilmekteydi. Bunu engellemek ve pamuk tarımının güncellenmesini sağlamak amacıyla başlanan çalışmaların bir neticesi olarak bir okul oluşturmak için ilk önce Ayamama Çiftliği eğitime elverişli hale getirildi. Binalar inşa edilerek okul için gerekli olan alet ve edevat temin edildi. Alt yapı çalışmalarının sona ermesiyle eğitim faaliyetine başlandı. Türkiye’de tarımsal eğitim, ülkenin ilk tarım okulu ve aynı zamanda ilk sivil mesleki ve teknik okulu olarak 10 Ocak 1846 tarihinde İstanbul’da bugünkü Yeşilköy`de Ayamama Çiftliği’nde kurulan Mekteb-i Zirai Şahane ile 10 Ocak 1846 tarihinde başlamıştır.

Ziraat mühendisliği eğitiminin insandan toprağa çok geniş bir alanı kapsadığını hepimiz biliyoruz. Tarım öğretimi tarım ile teknik bilgiler kazandırmanın yanı sıra tarımın birey, toplum ve insanlık açısından önemini kavratmaya odaklamıştır. Aracı teknolojiyse de merkezi insandır. Çünkü, tarımın rolünü, tarımsal kaynakların sürdürebilir şekilde kullanımını, günlük hayattaki ürünlerin oluşumundaki önemini ve teknolojinin tarımsal üretimindeki yerini öğretmeye

çalışmaktadır. çalışmaktadır. Tarım, aslında insan ile doğa arasında tarihi bir sözleşmedir. Bu sözleşme, doğanın kendiliğinden verdiğinin daha fazlasını elde etmek isteyen insanoğlunun, bilgisini ve emeğini kullanarak doğayla uzlaşması zorunluluğundan kaynaklanmaktadır. Özellikle günümüzün küresel sorunlarıyla bu sözleşme daha da önem kazanmaktadır. Çünkü,

Artan dünya nüfusu tarımsal üretimi zorlamaktadır.

Kaynaklar üzerinde aşırı bir baskı bulunmaktadır.

Dünyada 9 kişiden 1’i aç yaşamaktadır.

Gıda güvencesizliği tehlikesi kapıdadır…

Bütün bunların çözümü için İleri Temel Bilimler ve Mühendislik Bilgisi gerektiren bir ziraat eğitimi zorunludur. Tarım biliminin günümüzde temel bilimler ile iç içe olması, ileri hassas tarım teknikleri ve mühendislik bilgisini gerektirmektedir. Günümüzün koşullarında ileri bilgi teknolojisi bilgisine sahip olunmadan, tarımı geliştirmek, ülke insanını beslemek ve dünya pazarlarında rekabet edebilmek mümkün değildir.

Türkiye’de tarım sektörü içinde bulunduğu tüm olumsuz koşullara rağmen büyük bir potansiyele sahiptir ve ülkenin kalkınma sürecine ve ekonomisine katkı sağlamaya devam etmektedir. Sektör, ülke nüfusunun önemli bir bölümünü istihdam etmekte, nüfusunun beslenmesi için zorunlu gıda maddelerini üretmekte, sanayi sektörüne girdi sağlamakta, sanayi ürünleri için talep yaratmakta, ticarete konu olan ürünler yoluyla ihracata katkıda bulunmakta, ulusal gelirin önemli bir katkı sağlamakta ve sınai birikimi desteklemektedir.

Türkiye, sahip olduğumuz coğrafi yapı, ekolojik koşullar ve doğal kaynak yapısı yönünden gıda üretimi hususunda kendi kendine yetebilecek şanslı ülkelerin başında gelmektedir. Ancak, tarımda teknoloji ve girdi yönünden bazı başlıklarda dışa bağımlılığımız söz konusudur. Bu durumun hızla ortadan kaldırılması ve aynı zamanda söz konusu başlıklarda ihracat yapar durma gelmemiz gerekmektedir. Tarımın ilk başladığı, insanlığın karnını doyurarak geliştiği bu topraklarda aç kalmamak için tarıma ve tarım eğitimine gereken önem daha fazla vermeliyiz. Öncelikle tarımsal öğretimi fakülte sayısını artırarak değil nitelikli hale getirerek dönüştürme ihtiyacı vardır. Elbette, bu noktada Ziraat Fakültelerine ve hem kamudaki tarım teşkilatlarına hem özel sektöre hem de meslek örgütlerimize önemli görevler düşmektedir.

Eskişehir gibi önemli bir tarım potansiyeli ve kuru tarım araştırmalarının başlangıç yeri olan bir şehirde kurulan Osmangazi Üniversitesi Ziraat Fakültesi gelişmekte olan bir akademik birim olarak bir yandan fiziki alt yapısını güçlendirmekte bir yandan beşerî sermayesini

artırmak amacıyla öğretim elemanı kapasitesini nitel ve nicel olarak geliştirmektedir. Ali Numan Kıraç Yerleşkesindeki teorik ve uygulamalı eğitim-öğretim olanaklarımız ve 8 bölümdeki öğretim elemanlarımızla bini aşkın lisans ve lisansüstü öğrencimize eğitim sunmakta, bilgi ve deneyimlerimizi sevgili öğrencilerimize aktarmaktayız. Elbette değişen koşullar ve ihtiyaçlarla hem eğitim yöntemlerinin hem kendimizin güncellenmesi gerektiğinin de farkındayız.

Günümüzde bilginin katlamalı olarak gelişmesi beraberinde sürekli eğitimi de zorunlu hale getirmiştir. Bu bağlamda ziraat fakültelerinin sürekli eğitime önem vermesi ve aralıklarla mezunlarını yeni bilgiler ile donatması kaçınılmazdır. Doğaya açık işleyen mesleğin bilim insanlarının sadece akademik kaygılara dayalı çalışmalar yerine somut sorun çözmeye dayalı araştırmalara yönelmesi tarım eğitiminin diğer önemli bir konusudur.

Açıkçası ziraat sadece bu işi meslek edinmişlerin işi değil, resmi otorite, devletin diğer kurumları, üretici ve temsilcileri ve tüketiciler; tüm toplumun ortak meselesidir. Zirai eğitime ve hepimize düşen bu anlayışı yaygınlaştırarak ortak bir anlayışa yönlendirmek olmalıdır. Ziraat eğitimi almak isteyen de isteyerek ve bilerek üniversiteye gelmelidir. Bu konuda bugünü birlikte kutladığımız Çalışan Gazetecilere, dolayısıyla medyaya da büyük görev düşmektedir. Doğru bilginin üretilmesi ve eğitim bizlerin görevimiz ancak tarım ve gıda konusunda topluma doğru bilginin yayımında da sizlerin desteğine ihtiyacımız var.

Tarım Bayramı olarak kutladığımız bugün vesilesiyle zirai eğitime ve üretime emek vermiş tüm hocalarımızı ve meslektaşlarımızı saygıyla anıyoruz. Hem bugünün paylaştığımız çalışan gazeteci dostlarımızın hem tüm ziraat mühendislerinin hem de tarımsal üretimin her aşamasındaki tüm emekçilerin gününü kutlarız.”

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ
erotik shop malatya araç kiralama en iyi casino siteleri casino siteleri istanbul evden eve nakliyat evden eve nakliyat istanbul parça eşya taşıma eşya depolama istanbul