Lösev
25.04.2024 - Eskişehir'in Haberi , Şehrin Gündemi...
Cumhuriyet 100 Yaşında

Sol Parti: Tablo giderek kötüleşiyor

Sol Parti: Tablo giderek kötüleşiyor

Sol Parti: Tablo giderek kötüleşiyor

Sol Parti Eskişehir İl Başkanı Hüseyin Öztürk covid-19 salgınında gelinen son durumu ve vakalarda ki artışla ilgili bir basın açıklaması yaptı.

İl Başkanı Öztürk yaptığı açıklamada;

” Türkiye günlük vaka sayısında artık dünya birincisi! İktidarın salgın yönetimi çökmüştür. Halkımız hastalıkla baş başa bırakılmıştır. Salgın karşısında bilim insanlarının önerilerini önemsemeyen bir anlayışla karşı karşıyayız.

Sonbaharda başlayan ikinci pik döneminde halkın özveriyle, tedbirlere uyması sonucu vaka sayıları oldukça düşmüştü. Ancak AKP’nin kendi “lebalep” kongrelerinde ve etkinliklerinde halk sağlığını hiçe sayan tutumu; tarikat şeyhlerinin cenazelerindeki kalabalıklar gibi vurdumduymazlıklar, halkın özverili önlemlerinin kısa sürede boşa gitmesine neden olmuştur. Ayrıca bu dönemde kısa sürede yapılması gereken aşılama, gerektiği gibi yapılamamış ve yapılan aşıların da toplumsal bağışıklık anlamında boşa gitmesine neden olmuştur.

Eskişehir’de de vaka sayıları adeta patlama yapmıştır. İşyerlerinden, okullardan giderek artan vaka haberleri gelmektedir: Mart başında günlük vaka sayısı 20-25 civarındayken bugün 800’ü geçmiş, salgın nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı da 800’lü rakamlara ulaşmıştır. Bu süreçte SOL Parti Odunpazarı ilçe yöneticimiz İbrahim Koyun arkadaşımız da son aşısını yaptırdığı gün rahatsızlandı ve yazık ki birkaç gün önce covid nedeniyle yaşamını yitirdi. Arkadaşımız zamanında aşılanabilseydi bugün yaşıyor olacaktı. Çok üzgün ve öfkeliyiz!

Tüm Türkiye’de hastanelerin yoğun bakım servislerinin doluluk oranının yüzde doksanların üzerinde olduğu ve sağlık sisteminin çökme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu belirtilmektedir.

AKP iktidarı, salgının artmasının sorumlusu sadece vatandaşların tedbirsizliğiymiş gibi salgına karşı göstermelik tedbirlerle yetinmektedir. İlk aldığı önlem ise sanki salgının sorumlusu onlarmış gibi 65 yaş üstü yurttaşlarımıza kısıtlayıcı önlemler olmuştur.

Salgındaki artışın nedeni yurttaşların tedbirsizliği ya da sadece mutasyonlu virüs değil, iktidarın salgın karşısındaki yurttaşların sağlığını hiçe sayan anlayışıdır. Tüm bilim insanlarının karşı çıkmasına rağmen; AKP kongrelerinin gösterişli bir şekilde yapılabilmesi için 1 Mart’tan itibaren “normalleşme” ilan edilmiş ve bu 1 aylık sürede de binlerce AKP’linin otobüslerle taşındığı “lebalep” kongreler salgın umursanmadan yapılmıştır. Diğer yandan tarikat şeyhlerinin cenazelerinin tedbirlere uymadan kaldırılması gibi tüm bu yaşadıklarımız virüsün hızla yeniden yayılmasına neden olmuştur. Böyle bir pandemi dönemini ülkemizin, siyasal İslamcı bir rejimle karşılamış olması büyük şanssızlıktır. AKP kongrelerindeki tedbirsizliklere bir şey yapılmazken tedbirlere uymadığı gerekçesiyle sokakta yakaladıkları birçok kişiye para cezaları kesmekten de geri durmamışlardır.

Sorun sadece salgın değildir: Salgın nedeniyle kapanan işyerleri, işini kaybeden on binlerce insan; yoksulluk, açlık,  emekçi halk için yaşamı çekilmez kılmaktadır. Salgının başladığı bir öncesine göre hem salgın hem de yaşam koşulları daha da kötüleştiği halde işçilerin “Kısa Çalışma Ödeneği” kesilmiş, işten çıkarma yasakları kaldırılmış ve binlerce işçi işten çıkarılmaya başlanmıştır. Durum böyle iken; küçük bir azınlık yandaş sermaye grubunun işleri gayet düzgün işlemekte ve kârlarına kar katmakta;  AKP’ye sırtını dayamış bazı kişilerin ise lüks içindeki yaşamları, deste deste paralarla gösteriş yapmaları, kokuşmuş yaşam tarzları da sosyal medyaya düşmektedir.

Hem salgın hem de ekonomik, toplumsal sorunlar nedeniyle ülkemiz çok ağır bir tabloyla karşı karşıyadır. Bunun karşısında AKP-MHP iktidarının gündemi; İstanbul Sözleşmesi’nin iptali, Montrö antlaşmasının tartışmaya açılması, Kanal İstanbul’un yapılması, kendi siyasal İslamcı anlayışına uygun anayasa yapılması gibi gündemlerdir. Ayrıca Montrö antlaşması, Kanal İstanbul tartışmalarında olduğu gibi ABD Emperyalizmi ile ‘flört’ etmeye çalışması ve Ukrayna sorunu nedeniyle ilerde oluşabilecek bir savaşta doğrudan taraf olma niyetleri de geleceğe dönük ayrı bir felaketi işaret etmektedir.

Tüm bunları değerlendirdiğimizde; AKP-MHP rejiminin ülkemize, halkımıza, emekçilere; yoksulluk, açlık, sefalet ve hastalıktan başka verebileceği bir şey kalmamıştır!

Acil taleplerimiz ve çözüm önerilerimiz:

  • Salgına karşı belirli bir yaş grubuna değil, tüm halkı kapsayan en az üç haftalık tam kapanma uygulanmalı ve bu esnada yurttaşların temel ihtiyaçları karşılanmalıdır.
  • Nüfusun büyük çoğunluğu hızlı bir şekilde aşılanmalıdır.
  • Salgınla mücadelede bilim insanları ve meslek örgütleri söz sahibi olmalıdır. Siyasi-ekonomik tercihler değil, halk sağlığı öne alınmalıdır.
  • İşten çıkarmalar yasaklanmalıdır.
  • Tüm işçiler hiçbir şarta-kurala bağlı olmadan kısa çalışma ödeneğinden yararlandırılmalı, kısa çalışma ödeneği işçinin çalışırken aldığı ücret kadar olmalıdır.
  • Esnafın, salgın sürecince işleyen ve yapılandırılan vergi borçlarının silinmeli ve gerçek bir vergi muafiyetinin hayata geçirilmelidir
  • Esnafa gerçekçi bir kira desteği sağlanmalı, daha önce verilen krediler ötelenmelidir.
  • Öğretmenler acilen aşılanmalı ve yüz yüze eğitim yapılabilmenin koşulları yaratılmalıdır.
  • Uzaktan eğitimdeki eşitsizliği giderici tedbirler alınmalı; öğrencilere ücretsiz internet sağlanmalıdır.

Umudumuzu kaybetmeyelim, karamsar olmayalım:  Bizi hastalıkla, yoksullukla, açlıkla, adaletsizlikle baş başa bırakan bu düzenden SOL’la kurtulalım! Halkın, işçilerin, emekçilerin söz ve karar sahibi olduğu gecelerinde aç yatılmayan eşit, özgür, emek egemen bir ülkeyi hep birlikte kuralım.”

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ
erotik shop malatya araç kiralama en iyi casino siteleri casino siteleri istanbul evden eve nakliyat evden eve nakliyat istanbul parça eşya taşıma eşya depolama istanbul