Lösev
24.04.2024 - Eskişehir'in Haberi , Şehrin Gündemi...
Cumhuriyet 100 Yaşında

Saadet Partisi Gündemi Değerlendirdi

Saadet Partisi Gündemi Değerlendirdi

Saadet Partisi Gündemi Değerlendirdi

Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanlığı tarafından haftalık olağan basın toplantısında Eskişehir ve Ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulunuldu.

Saadet Partisi Eskişehir İl Müfettişi Nazif Ayaz tarafından yapılan açıklamada;

“Bugün günlerden 12 Eylül,  ve ülkemiz adına tarihi dönüm noktalarından olan bir askeri  darbenin yıldönümü. Umarız ki bu ülke de artık Millet’e rağmen hiç kimsenin  hiçbir şeyi yapamayacağı anlaşılmış ve gereken dersler çıkartılmıştır. İnşaallah bir daha böyle acı tecrübeler yaşamak durumunda kalmayız. Zaten 15 Temmuz’da da halkımızın artık bu tür girişimlere fırsat vermeyeceği, özgürlük ve bağımsızlık adına her türlü bedeli göze alabileceğini göstermiş oldu. Buna rağmen maalesef 12 Eylül darbecilerinin yaptığı anayasa halen daha yürürlüktedir ve 19 yıldan beri tek başına iktidar olan bir hükümet özgürlükçü,  sivil, demokrasi ve insan haklarını önceleyen bir anayasa yapamamıştır.

Çok kıymeti Eskişehir’li hemşehrilerimiz, bildiğiniz üzere Ülke olarak, Millet olarak ve Dünya olarak zor bir dönemden geçiyoruz. Böylesine zorlu bir süreci yaşarken hep birlikte ve özellikle Devlet idaresinde bulunanların atacağı adımlara daha çok dikkat etmeleri gerekiyor.

Öncelikle bu hafta başında uzun bir zamandan beri ara verilen yüz yüze eğitime tekrar başlanması vesilesiyle yeni eğitim-öğretim yılının; sağlıklı, neşeli, mutlu ve başarılı geçmesini temenni ediyoruz. Ancak eğitim sisteminde yer alan sorunların kapalı olduğu bu süre zarfında daha da artarak karşımıza geldiğine de üzülerek şahit oluyoruz. Özellikle son bir yılda eğitim ve öğretimde çok ciddi kayıplar yaşandı ve bu kayıpların telafisi sadece  yüz yüze eğitime başlamakla çözülecek gibi değil! Çünkü öncelikle eğitim müfredatımızın da iyileştirilmesi gerekiyor. Öğrencinin becerisini geliştirmesine imkan tanımayan müfredatın eğitime faydası çok sınırlı olmaktadır. Bir diğer huşu da Öğretmenlik mesleği maalesef hak ettiği değeri görmemektedir. Dolayısıyla Öğrenme faaliyetine ve öğretmene değer vermeyen bir yönetim anlayışı, sağlıklı bir gelecek inşa edemeyecektir. Ülkemizde, mesleğine atanmayı bekleyen yüzbinlerce öğretmen adayı her yıl sınavlara girerken aynı zamanda gelecek kaygısı içerisinde geçim derdi ile boğuşmaktadır. Bu ülkede, öğretmen adayları geçinebilmek için garson, çaycı, pazarcı, seyyar satıcı olarak çalışmak zorunda bırakılırken, güvenlik soruşturması, mülakat adaletsizliği ve yeterli sayıda atamanın yapılmaması sonucunda mesleklerini icra edememektedir. Yıllarca emek verip lisans eğitimi aldıktan sonra görevine ataması yapılmayan öğretmen adaylarını gündelik işlerde çalışmaya, inşaatta çalışmaya, garsonluk yapmaya zorlayan, onları psikolojik sorunlarla baş başa bırakan bu düzeni kabul etmiyoruz. Atanmayı bekleyen 700 binden fazla öğretmen adayı varken, okullarda ‘ücretli öğretmenlik’ gibi garip bir yöntemi uygulamak insafsızlıktır. Ücretli öğretmenlik uygulamasıyla farklı bölümlerden mezun olan kişiler, asgari ücretin altında bir ücret karşılığında okullarda çalıştırılıyor. Ücretli Öğretmenlik uygulaması hem düşük ücret verilen kişi, hem de atama bekleyen öğretmen adaylarına büyük bir haksızlıktır. Bakın taşrada bile ikisi ücretli öğretmen olarak çalışan eşler geçinemiyor. Bu uygulama açıkça söylemeliyiz ki hak gaspıdır. Bu çarpık uygulama derhal sonlandırılmalı ve atama bekleyen öğretmenlerin görevlerine ataması yapılmalıdır.

Bir diğer husus da yine bu hafta başta okullardaki öğretmen ve öğrencimiz olmak üzere birçok kurum ve kuruluşta uygulamaya başlanılan zorunlu PCR testi uygulamasıdır. Hepimizin hatırlayacağı gibi  Sürecin başında Sağlık Bakanımız yaptığı açıklama ile ‘semptom göstermeyenlerin PCR testi yaptırmasına gerek yok’ derken, bugün milyonlarca sağlıklı insan için haftada iki veya üç defa PCR testi yaptırmak zorunda bırakılmaktadır. Bugün zorunlu PCR testi uygulaması haksızlık ve hukuksuzluktur. Bu uygulama eğitimden, ulaşım, özel sektör ve birçok diğer alanda kaosa neden olmaktadır. Yaşama hakkı, kişi dokunulmazlığı hakkı, yerleşme ve seyahat hakkı, çalışma hakkı ve ödevi gibi en temel hakların gasp edildiği zorunlu PCR testi uygulaması derhal sonlandırılmalıdır. Yurt dışından ülkemize yapılan girişlerde ve hatta yurt içi  seyahatlarda dahi yabancı vatandaşlardan hatta Ülkemizde sayıları milyonlarla ifade edilen mültecilerden bile istenmeyen PCR testi ve aşı zorunluluğu uygulamasının sadece kendi TC vatandaşlarımızdan istenmesi de ayrıca bir çifte standart olduğunu bizlere göstermektedir.

Saadet Partisi olarak sürekli gündemde tuttuğumuz bir husus dışa bağımlılıktan vazgeçmek. Özellikle de hayati bir öneme sahip olan tarım ürünlerinde dışa bağımlılıktan bir an evvel kurtulmamız gerekmektedir. Ama maalesef daha birkaç gün önce Resmi Gazete’de yayımlanan İthalat Rejimi Kararında Değişiklik Yapan Cumhurbaşkanı Kararı ile nohut, mercimek, buğday, tohumluk çavdar, arpa, tohumluk yulaf, mısır gibi ürünlerin ithalatında gümrük vergisi 31 Aralık’a kadar sıfırlandı. Tarım desteklenmediği, çiftçi üretime teşvik edilmediği gibi ithalat, günden güne daha da yaygın bir alışkanlık halini almaya başladı. Kendimize yeten, yettiğimiz gibi ihracat yapan bir ülke konumundan dünya için pazar konumuna geliyor olmayı milletimizin vicdanına bırakıyoruz.  Zira bu yanlış politikaların hesabının  verilmesi şartdır. Her şeyden önce, tarım sektörüne hak ettiği önem verilmeli, üvey evlat muamelesi yapılmaktan vazgeçilmelidir. Ürünler, üreticiden tüketiciye kolaylıkla ulaştırılmalıdır, üreticiden tüketiciye ulaşırken ürünün fiyatını arttıran komisyonculuk ve stokçuluğa karşı kararlılıkla mücadele edilmelidir. Katma değeri yüksek ürünlerin üretimi teşvik edilmelidir, özellikle temel ürünlerden buğday, arpa, mısır gibi ürünlerde dışa bağımlılığı sıfırlayacak adımlar ivedilikle atılmalıdır. yasal zorunluluk olan üretici destekleri mutlaka zamanında verilmelidir. Mazot, gübre, yem, elektrik, tarımsal ilaç gibi temel girdi fiyatlarındaki vergiler sıfırlanmalıdır. Borçlarından dolayı icralık olan ve üretimi durduran üreticilerin borçları faizleri silinmiş olarak ödenebilir şekilde yeniden yapılandırılmalıdır. Sulama olanakları kısıtlı olan bölgelerde mutlaka yeni alternatif sulama imkânları geliştirilmelidir. Tarımı, tarımsal sanayi ile birlikte geliştirmeli ihracı yapılan ürünleri hammadde olarak değil katma değeri daha yüksek olan işlenmiş ürünler olarak yapılmalıdır

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ
erotik shop malatya araç kiralama en iyi casino siteleri casino siteleri istanbul evden eve nakliyat evden eve nakliyat istanbul parça eşya taşıma eşya depolama istanbul