ÇGD : Gazetecilerin besini toplumun oksijenidir
Gazetecilerin besini toplumun oksijenidir
Çağdaş Gazeteciler Derneği Eskişehir Şube Yönetim Kurulu tarafından 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü günü ile ilgili bir açıklama yapıldı.
ÇGD Eskişehir Şubesi tarafından yapılan açıklamada;
“Birleşmiş Milletler’in daha özgür ve bağımsız bir basın için 1993 yılında ilan ettiği 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü günü bugün ülkemizde ve dünyada her zamankinden daha kritik bir süreçte kutlanıyor.
3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü‘ne, halkın haber alma hakkını savunan gazeteciler açısından her geçen yıl daha da kötüleşen koşullarda giriyoruz. Basın özgürlüğü alanında yayınlanan birçok raporun ortak sonucu; koşulların gittikçe gerilediği gerçeğidir. Bu bağlamda basın özgürlüğü, gazetecilerin besini toplumun oksijenidir. Gazeteciler ne kadar özgürse toplumda o kadar özgürüdür. Şu çok iyi bilinmelidir ki; basını özgür olmayan toplumların ne bugünü ne de geleceği güvendedir.
Ülkemizde 1980’lerde başlayan, 1990’larda doruk noktasına ulaşan holding temelli medya sermayesini, 2000’li yıllarda ise ülkemizde medya ne yazık ki, havuz’la, yandaş’la tanımlanmaya başlamıştır. Bu tanımlanma tarihe geçmiştir.
Aşısını olamayan medya çalışanları var
İnsanlık dünya çapında büyük felaket olan Kovid-19 hastalığı ile mücadele ediyor. Medya mensupları, özellikle de saha da görev yapan muhabir, kameraman ve foto muhabirleri bulaşıcı salgından korunmak için hiç kimseden destek görmüyor. Son alınan tedbirlerle basın kartı olan gazeteciler aşı olma imkânı buldu. Ancak, basın kartı olmayan, alamayan ya da internet medyasında çalışan gazeteciler henüz aşı olma imkânına kavuşmadı.
Ayrıca ,3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü gününde, salgından sonra, salgının yaratacağı medya sektöründeki ekonomik krizin faturasının çalışanların sırtına yüklenmemesi gerekiyor. basın- ilan gelirlerinin arttırılmasının yolları aranmalıdır. Televizyon kanallarından alınan yüksek uydu kiralarına bir çözüm bulunmalıdır. Bu konularda bir tedbir paketi devreye alınmalıdır. Halkın haber halkına sahip çıkılarak medya kurumları yaşatılmalıdır. Basın sektöründe 10 binlerce gazeteci işsiz ve mesleğini yapamamanın ıstırabını yaşıyor. Yayın yasakları ile sansür ve oto sansürün hızla sürdüğü bir ortamda halkın haber alma, bilgilenme hakkını sağlamaya çalışan bir avuç gazeteci mücadelesine devam ediyor. Gazetecilik halkın haber alma, bilgilenme hakkına hizmet eden saygın, onurlu bir meslektir. Gazeteciler bütün güç koşullara rağmen ayaktadır, ayakta kalmaya da devam edecektir, bedeller ödeseler de kamuoyunu aydınlatmaktan geri durmayacaklardır.”