Eskişehir Şairlerle Buluştu

Tepebaşı Belediyesi tarafından düzenlenen 10. Uluslararası Eskişehir Şiir
Buluşması etkinliği başladı. Buluşmada anmalardan şiir okumalarına, kitap imzasından
söyleşilere kadar pek çok etkinlik düzenlendi.

Tepebaşı Belediyesi tarafından düzenlenen uluslararası 3 sanat etkinliğinden biri
olan Uluslararası Eskişehir Şiir Buluşması etkinlikleri başladı.
Yerli ve yabancı 23 şairin katılımıyla gerçekleşen ve bu yıl onur konuğu usta şair
Lâle Müldür olan buluşma kapsamında birçok etkinlik düzenlendi.

Şiir, Bellek ve Salgın

Buluşmada daha sonra “Şiir, Bellek ve Salgın” adlı oturuma geçildi. Oturumda
konuşmacı olan Doç. Dr. Gökhan Tunç, şiir ile bellek arasındaki ilişkiyi irdelerken, salgının
da sanata ve insana etkilerinden bahsetti. Tunç, “Eskişehir’imizde böylesine köklü bir
etkinlik düzenlenmesi beni mutlu ediyor. Okumaktan ve üzerine çalışmaktan büyük haz
aldığım şairler ile bir arada olmak çok güzel. Bugün salgını, şiiri ve belleği konuşacağız.
Bellek, sanatın neresinde duruyor? Tüm sanatların temelinde bellek vardır, sanatçının
geçmişi vardır” diye konuştu.

Şiir okumaları

Ardından Eskişehirliler Özdilek Sanat Merkezi’ndeki etkinlikte şairlerin kendi
sesinden şiirler dinlemenin keyfini yaşadı.
Şiir okumalarında W. Bahadır Bayrıl, Balasz Szöllossy, Birtürk Özkavak, Burak
Acar, Elçin Sevgi Suçin, Engin Turgut, Eser Ceran Erdi, Gökhan Arslan, Hayriye Ünal,
Hilal Karahan, Lal Laleş, Nalan Kurunç, Oğuzhan Akay, Olcay Özmen, Ömer Asaf Tosun,
Ömer Şişman, Sabine Schiffner, Senem Çatinkaya ve Xaqani Hass şiirlerini katılımcılar için
seslendirdi.

Şiir okumalarında son olarak sahneye çıkan onur konuğu Lâle Müldür okuduğu
şiirlerinin ardından katılımcılardan uzun süre alkış aldı.

Lâle Müldür Şiiri

Uluslararası Eskişehir Şiir Buluşması’nda daha sonra Lâle Müldür şiiri adlı oturuma
geçildi. W. Bahadır Bayrıl’ın yönettiği oturumda konuşmacılar Lâle Müldür, Hayriye Ünal
ve Elçin Sevgi Suçin oldu. İlk olarak konuşan W. Bahadır Bayrıl, “Lâle ile 1986 yılında tanıştık ama kendisinin
şiirleri ile 1984-85 yıllarında tanışmıştık. 1986’nın Kasım-Aralık aylarında kendisi ile
buluştuk. Yanında muazzam güzel bir kedi vardı, hayatımda öyle bir kedi görmemiştim.
Adeta bir misk kedisi gibiydi, Mısır’dan getirtmiş, şoka girmiştim. O buluşmada kendisinin şiirlerini konuştuk, kitabı için görüş alışverişi yaptık. Kitabın kapaklarını, görsellerini
kararlaştırdık. O kitabının arka kapağına çok güzel bir fotoğrafını basmıştık. Kitabını kim
okuduysa, sonrasında da fotoğrafını görerek, Lâle’ye aşık olmuştu” diye konuştu.
Hayriye Ünal ise “Bugün kendisinin iyi bir okuyucusu olarak konuşacağım. Lâle
Müldür’ün şiirden beklentisi nedir, bir şairin dünyasına girmek için sorduğum bir sorudur.
Kendisi, yurdun yitik kıtasını keşfetme görevinin şairlere düştüğünü ifade eden bir şair. Ben
Sayın Müldür’ün bin 200 sayfayı bulan şiirlerine baktığımda, bu keşfi başardığını
düşünüyorum” dedi.

Elçin Sevgi Suçin de “Lâle Müldür şiirini tarafsız olarak anlatamam. Kendisi benim
için bir şairden çok daha fazlası. 1980 sonrası Türk şiirinde kendine özgü bir yeri olan,
renkleri ve dili açısından Müldür’ün şiirleri tat hariç 5 duyuya hitap eder. Müldür’ün şiiri
hiperaktif bir şiirdir. Hep yaramaz, 17 yaşında, oradan oraya uçuşan bir şiiri var. Şiiriyle de
hepimize dokunmayı başarır, dil ustasıdır” ifadelerini kullandı.

Onur konuğu Müldür de konuşmacıların paylaşımlarına yer yer eşlik ederken,
hepsine araştırma ve analizleri için teşekkürlerini iletti.

Salih Bolat ve Sina Akyol anıldı

Etkinlikte her yıl olduğu gibi yine Türk şiirinin yitirilen isimleri de anıldı. Salih
Bolat ve Sina Akyol da bu yıl anması yapılan şairler oldu. Oturumda Rahmi Emeç, Ömer
Asaf Tosun, Engin Turgut, Oğuzhan Akay, Olcay Özmen ve Gökhan Arslan, Bolat ve
Akyol’un şiirlerinin yanı sıra anılarını da katılımcılar ile paylaştı.

Şiir ve Sinema

Etkinliğin Şiir ve Sinema oturumunda ise Prof. Dr. Hakan Savaş, şiirin sinema ile
ilişkisini ele alan bir konuşma gerçekleştirdi. Savaş, “Şiirin de sinemanın da odağı insandır.
Her ikisi de insan ve insana dair değerleri işler. Şiir yaşamın kendisindedir. Aslında şiir
yazılmadan önce de vardır. Doğada, toplumda, insanda vardır. Şiir yazılmadan önce
yaşamda vardır” sözlerini kullandı.