Aylin Cesur:’Soktuğunuz Izdırap İçin EYT’liden Af Dileyin’

İYİ Parti Isparta Milletvekili Dr. Aylin Cesur, emekli aylıklarının geçimi sağlamak için yetersiz kalışını ve emeklilik sisteminde yaşanan yapısal sorunları Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde gündeme taşıdı.

Konuşmasına, “Emeklilik konusu sadece emeklilik aylığı alan 12 milyon vatandaşımızı değil, bugün çalışan ve gelecekte olan herkesi ilgilendiriyor” diye başlayan Milletvekili Cesur, sosyal devletin temeli olan emeklilik sisteminin, iktidarın 20 yıllık politikalarının ardından yükümlülüklerini karşılayamaz hale getirildiğini ve çöküşe gittiğini söyledi.

“Vatandaşlarımız 20-25 yıl boyunca prim ödemişken, yaşlılıkta insan onuruna yakışır şekilde, başkasına muhtaç olmadan, son yıllarını rahatça yaşayabilecek bir emekliliği hak ederken, onlara layık gördüğünüz 2500 TL ile geçinebilir mi?” diye sordu.

EYT’LİDEN AF DİLEYİN

Özellikle 2008’den sonra emekli olanlarda emekliği aylığının belirlenmesinde adaletsizlik olduğunu belirten Cesur, gününü ve primlerini doldurmuş EYT’lilere verilen sözlerin tutulmadığını hatırlattı, “Onlara diyorsunuz ki, emeklilik için gençsin, çalışmak için yaşlı!”

“Ahmet Hamdi Tanpınar’ın dizeleri geliyor akla:
‘Beni affet!
Kaybetmek için erken, sevmek için çok geç…
Siz de içine soktuğunuz ızdırap için EYT’li kardeşlerimizden AF dilemelisiniz!.”

Ödenen primlere karşın emeklilik aylıklarının düşüklüğünün, kayıt dışı çalışmaya yönlendirdiğine dikkat çeken Cesur, kayıt dışının artmasının ise emeklilik sistemini daha da zora soktuğunu belirtti.

“Sosyal sigorta sistemimiz her sene, 100 milyar TL açık veriyor. Emekli başına düşen çalışan sayısı 2 kişinin altında. Yani her 2 çalışan, primleriyle 1 emekliden fazlasının aylığını karşılamaya çalışıyor. Bakın Avrupa’da bu oran her 4’e 1. Böyle bir sosyal sigorta sistemi sürdürülemez.” dedi.

FORMÜL BASİT

Formül basit, diyerek yapısal reformları işaret eden Cesur, “Primler adaletli toplanmalı. Emekli aylıkları adil düzenlenmeli. Günün koşullarına uygun miktara yükseltilmeli. Kayıt içine geçiş teşvik edilmeli. Bütün çalışanlara, hak ettikleri bir emekliliğe kavuşacağının garantisini vermelisiniz.” dedi.

İYİ Parti iktidarında bu reformları hayata geçireceklerini söyleyen Cesur, ”İlk önce emeklimiz rahat nefes alacak. Bugünün genç çalışanı da yarın için kaygılanmayacak.” dedi ve sözlerini yine Ahmet Hamdi Tanpınar’ın dizeleriyle tamamladı:

“Evet nihayet
Bir adın kalmalı geriye
Bir de o kahreden gurbet”
“Ben de diyorum ki;
Sizin bir adınız kalacak geriye; onda da milletimize reva gördüğünüz sefalet.”

İYİ Parti Isparta Milletvekili Dr. Aylin Cesur’un Emeklilik Sisteminde Çöküşe Doğru konulu Konuşmasında;

“Bugün görüştüğümüz emeklilik konusu, 84 milyonu ilgilendiren çok önemli bir konu ve sadece emekli aylığı alan 12 milyonu ilgilendirmiyor. Çalışanlarımızı ve gelecekte çalışacakları da ilgilendiriyor.

Emeklilik koca bir sosyal devlet sistemi aslında.

Ömürler uzuyor ancak yaşlılıkla beden gücü düştüğü için, yaş aldıkça tercih edilmez hale geliyor çalışanlar. İşte tam o zaman insanca yaşamayı hak ediyor.

Çalışmadan insan onuruna yakışır geçim o yaşta nasıl sağlanacak? Yaşla beraber artan yaşam ve sağlık masrafları, nasıl karşılanacak?

Başkasına muhtaç olmadan, son yıllarını rahatça yaşayabilecek mi?

Çok üzülerek söylüyorum, 20 yıllık iktidar politikalarının ardından Emeklilik Sistemimiz, bu kriterlerin hiçbirini sağlayamayacak hale getirilmiştir.

20 yıl, 25 yıl çalışmış, maaşlarından yıllarca prim ödemiş vatandaşlarımıza layık görülen aylık, geçinmesi imkânsız bir meblağdır. 2500 TL ile geçinilebilir mi?

Asgari ücretliler haklı olarak ayakta, 4250 TL az diye bu hayat pahalılığında. Peki emekli ne yapsın?

Daha geç emekli olanın aylığı sistemdeki hatalardan dolayı daha düşük. 2008 sonrası emekliliklerde bu mağduriyet çok fazla.

Bir de EYT’li kardeşlerimiz var, günleri tam, primleri tam, ama hakkını alamıyor.

Onlara diyorlar ki; Emeklilik için gençsin, çalışmak için yaşlı!

Ahmet Hamdi Tanpınar’ın dizeleri geliyor akla;

“Beni affet!

Kaybetmek için erken, sevmek için çok geç…”

Ama o beni affet diyor bakın, siz de söz verip de tutmadığınız senelerdir hayatlarını ızdıraba soktuğunuz tüm EYT’lilerden bari af dileyin, af dileyin EYT’lilerden..

Ve yüz binlerce vatandaşımız mahkum..Gelirsizliğe mahkum..

Şimdi emeklilik yaşı 65’e ötelendi.

Gençlerimiz bakıyorlar ve dedelerinin ninelerinin bu emekli maaşları ile sefalete mahkum edildiğini görüyorlar.

Anne babalarının emekli maaşlarıyla geçinemediklerini görüyorlar.

Çalışmaya başlıyorlar ve maaş bordrolarında brüt-net ücret farkınıgörüyorlar. Her ay 500, 1000 maaşlarından kesintiler görüyorlar.

Ve soruyorlar, biz bu kesintileri niye ödüyoruz diye.

Kendilerini neyin beklediğini görerek, 65 yaşına kadar bu kesintiler yerine bu parayı ben bugün alsam daha iyi diyorlar ve sistemin doğal sonucu “Kayıt dışı çalışma sistemi”ne dahil oluyorlar. İşveren de bu ekonomide sıkıntıda, o da istifade ediyor.

Kayıt içi çalışma, çalışma ile alakalı güvenceler için önemli ama en önemli kısmi emeklilik.

Emekliliği cazip hale getirmezsen, aylığını sefalet seviyesine sokarsan emeklinin,bugünün çalışanını da sosyal sigorta sistemine girmeye ikna etmekte başarılı olamazsın.

Sosyal sigorta sistemimiz, 100 milyar TL açık veriyor her sene.

Emekli başına düşen çalışan sayısı 2 kişinin altında.

Yani her 2 çalışan, primleriyle 1 emekliden fazlasının aylığını karşılamaya çalışıyor. Bakın Avrupa’da bu oran her 4’e 1.

Böyle bir sosyal sigorta sistemi sürdürülemez.

ILO’nun verilerine göre Türkiye’de kayıt dışı çalışma %30’larda. Yani herkes kayıt içine alınsa, 3 çalışan bir emekliye bakar olur, emekli maaşlarını da en az %50 daha fazla verebilir olursunuz.

Siz emeklilik sistemini bozdukça, kayıt dışına geçişler artmış. Bütçe açığınız artmış, emeklilerimize de “müebbet sefalet”e mahkum etmişsiniz.

Bu son 20 yılın ürünüdür.

Şimdi bireysel emeklilik sistemleri oluştu. Özel bireysel emeklilik programları devlet desteği kapsamında. Vatandaşların geleceklerine yatırım yapması, bunun üzerine finansal araçların gelişmesi,tasarrufu artırdığı için olumlu gelişme görülebilir.

Ancak devletin bu bireysel sistemin üzerine bu denli eğilmesi, kendi emeklilik sisteminin çöktüğünün de ilanı aslında.

Bugün bireysel emeklilik sistemlerine devlet %25 katkı veriyor. Bunun maliyeti bütçeye 7,5 milyar TL.

Yani devlet hazinesinden vatandaşlara bir gelir transferi söz konusu. %30 yapalım diyorsunuz,  1,5 milyar TL daha bütçeden ilave olacak.

Güzel de; bu teşvikler yükseldikçe, emeklilik amacından çıkıp, yatırım aracına dönüşüyor.

Yatırılan her 1000 TL için devlet 300 TL daha verecek. Bunu %30 faiz olarak değerlendiren de var.

Ve bu şekilde parası çok olup buna ayırana devlet hazineden servet aktarıyor bir yerde. Kime, çok paran varsa, en çok ona yine.

Oysa formül basit:

-Primler adaletli toplanacak.

-Emekli aylıkları adil düzenlenecek. Günün koşullarına uygun miktara yükseltilecek.

-Kayıt içine geçiş teşvik edilecek.

Derhal ne yapmalısınız bakın;

-Bütün çalışanlara, hak ettikleri bir emekliliğe kavuşacağının garantisini vermelisiniz.

Ne yapıyorsunuz?

-Bütün vatandaşları alt gelir seviyelerinde eşitliyorsunuz.

Artık nihayete geliniyor.

İktidarımızda kalıcı yapısal reformlarla biz bunları değiştireceğiz.

İlk önce emeklimiz rahat nefes alacak.Bugünün genç çalışanı da yarın için kaygılanmayacak.

Az evvel ki şiirde Ahmet Hamdi diyor ki;

“Evet nihayet

Bir adın kalmalı geriye

Bir de o kahreden gurbet”

Ben de diyorum ki;

Sizin bir adınız kalacak geriye; onda da milletimize reva gördüğünüz sefalet..”