Nasıl bir dünyada yaşıyoruz ki,
Nasıl sosyal bir çevrede yaşıyoruz ki,
Allahım herkes her şeyin profesörü.
Bilginin şükrünü ayrı yapmak lazım tabi ama en büyük sıkıntı bilgiyi satmakta.
Müthiş bir hadsizlik.
Tasarrufa saygı sıfır.

Geçenlerde biri bana başörtüsü ayetlerini sıralamış sıralamış,
“Başörtünüzü arkadan baglamayın günah” diye de eklemiş.
Bu insanların karşısına gerçekten ayna koymak istiyorum. Herkes bi dönüp kendine baksın Allah aşkına. İnanın herkes her şeyi bilerek yaşıyor artık.
Ben bu kadar yapabiliyorum dilerim daha iyi olurum. Ama inanın alkol kullanan, sigara kullanan da bunların haram olduğunu sağlık açısından zararlı olduğunu bilerek içiyor.
Napalım yani yanlışa yanlış demeyelim mi?
Diyelim..
Ama nasıl..
Hayatınızda hiç tanımadığınız hiçbir hukukunuz olmayan birine kalkıp da senin şu yaptığın yanlış şu ayıp şu günah denmemeli.
Sen kimsin derler adama.
Kimse kusura bakmasın,
Velev ki hafız önemli olan bu vasfı taşırken de layıkıyla yaşamak.
Ben ne hocalar gördüm arkasında namaza durulan, ne müslümanlar gördüm iman etmemişlerin bile yapmayacaklarını yapan.
O yüzden had dediğimiz şeyin sınırı kalbi hukuktur.
Bugün Deniz Çakır ve Fatih Altaylı da çıkmış diyor ki Gülşen çıplak gezer, imam hatipliye hakaret eder kime ne sanane..
Ama işte bu başka..
Bu bir duruşa bir inanışa bir kesime hakaret.
Şahsiyete değil
Peki o zaman başörtülü olan İslam’a inanandan düzene..Saygı deyince bi size mi .
Had efendim had.
Bilmem ve bildirmek Efdal..